Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 2024 yılı dokuz aylık verilerine dayanarak Türkiye'nin en borçlu illerini açıkladı. Çıkan sonuçlara göre, Kırşehir, en borçlu iller arasında yer almıyor ve en az borcu olan 81 il arasında 50. sırada konumlanıyor. Bu sonuç, Kırşehir'in ekonomik dengelerinin ne kadar sağlıklı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
KIRŞEHİR'İN BORÇ DURUMU
Kırşehir, Türkiye'nin borçlanma oranı en düşük olan illerinden biri olarak dikkat çekiyor. BDDK tarafından yayımlanan raporda, Kırşehir’in borçluluk seviyesinin oldukça düşük seviyelerde kaldığı belirtildi. Diğer illere kıyasla borçlanma oranı oldukça düşük olan Kırşehir, 50. sırada yer alarak, ekonomik anlamda istikrarını koruyor. Bu durum, Kırşehir’deki yerel yönetimlerin ve halkın ekonomik disipline büyük bir özen gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu veriler, Kırşehir'in sadece Türkiye genelindeki borç oranlarından sıyrılmakla kalmadığını, aynı zamanda borçluluk seviyesinin düşük olmasıyla bölgesel ekonomik dengelerini de sağlıklı tutmayı başardığını gösteriyor. Özellikle son yıllarda artan borçlanma oranları ile mücadele eden birçok il arasında, Kırşehir örneği ilgiyle izleniyor. Yerel yönetimlerin bütçeyi dikkatli yönetmesi ve sürdürülebilir ekonomik stratejiler geliştirmesi, Kırşehir’in bu başarıyı elde etmesine yardımcı olmuş görünüyor.
TÜRKİYE'NİN EN BORÇLU İLLERİ
BDDK'nın açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde en borçlu iller arasında Kırşehir yer almadı. Ancak, 2024'ün dokuzuncu ayında yapılan analizde, Kırşehir gibi şehirler düşük borçluluk oranlarıyla sıyrıldı. Kırşehir, borçlanma seviyesinde düşük kalırken, büyük şehirlerde ise borçluluk oranlarının arttığı görülüyor. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük metropoller, ekonomilerinin büyüklüğü ile paralel olarak daha yüksek borç seviyelerine sahip. Gelişen ekonomilerdeki borçlanma oranlarının artması, çoğu şehirde borç sarmalına girilmesine yol açarken, Kırşehir gibi daha küçük ve daha az endüstriyel altyapıya sahip illerin düşük borç seviyeleri, farklı bir başarı hikayesi sunuyor. Bu durum, Kırşehir’in ekonomik büyümesini sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirdiğini, aşırı borçlanmadan kaçındığını ve tasarrufa dayalı bir büyüme modelini benimsediğini gösteriyor.
KIRŞEHİR'İN EKONOMİK İSTİKRARI
Kırşehir’in borç durumu, bölgedeki ekonomik istikrarı da bir kez daha gözler önüne serdi. Borçlanma oranlarının düşük seviyelerde olması, yerel ekonominin güçlü ve sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösteriyor. Yetkililer açıklamasında ,”bu durum, Kırşehir’deki vatandaşların finansal anlamda daha rahat bir yaşam sürmelerine olanak tanıyor. Küçük ölçekli ekonomilerde bu tür ekonomik istikrar, genellikle daha hızlı ve sağlıklı büyüme için bir temel oluşturur”ifadesini kullandılar. Kırşehir’deki ekonomik istikrarın diğer bir etkisi de iş gücü piyasasında görülüyor. Düşük borç oranı, daha sürdürülebilir iş modellerinin ortaya çıkmasına yardımcı olmuş olabilir. Kırşehir gibi illerde, işletmelerin daha az borçla faaliyet göstermesi, onların uzun vadeli kalkınmalarını destekleyerek işsizlik oranlarını daha düşük tutmalarına olanak sağlıyor. Bunun yanında yerel hükümetin sağladığı altyapı desteği ve yatırım teşvikleri de, ildeki ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
BORÇLA BÜYÜME Mİ, TASARRUFLA MI?
Yetkililer açıklamalrına şu şekilde devam etti:”Birçok şehirde borçlanma, hızlı büyüme için bir araç olarak kullanılsa da, Kırşehir’in durumu bunun tam tersini gösteriyor. Yerel yönetimlerin borçlanmadan kaçınması ve tasarrufla büyümeyi tercih etmeleri, ekonomik anlamda daha stabil bir zemin yaratmış durumda. Bu durum, yerel halkın daha az borç yüküyle hayatlarını sürdürmelerine ve daha fazla harcama gücüne sahip olmalarına olanak tanıyor. Kırşehir’in borç seviyesinin düşük kalması, aslında sadece ekonomik denetimi değil, aynı zamanda vatandaşların yaşam kalitesini de doğrudan etkiliyor.” “Kırşehir’in ekonomisi, diğer illere göre daha kontrollü bir büyüme sergiliyor ve bu da borç seviyesinin düşük olmasına neden oluyor.Sonuç olarak, Kırşehir’in borç seviyesi, ekonomisinin sadece sağlamlığını değil, aynı zamanda halkın yaşam standardını da yükseltmeye yardımcı olan bir gösterge olarak öne çıkıyor. Bu durum, yalnızca Kırşehir için değil, Türkiye genelindeki birçok il için de bir model olabilir. Yerel yönetimlerin tasarruf ve sorumlu bütçe yönetimi stratejileri, diğer illere örnek teşkil edebilir”dediler.