Gündem

Kırşehir’de altın madenciliğine ‘Hayır’ dendi

Çalıştayda açılan “Kırşehir İliç olmasın”, “Toprağın üstü altından değerli. Kırşehir İliç olmayacak. Altıncı şirketler istemiyoruz” “Kırşehir maden istemiyor!” afişleri dikkat çekti.

Kırşehir’de Altın Madenciliğine Hayır Çalıştayı düzenlendi.Kırşehir Belediyesi, Kırşehir Kent Konseyi, Kırşehir Çevre Koruma Platformu, Kırşehir’i Koruma Platformu işbirliğiyle Karahıdır, Körpınar, Çimeli, Karacaören, Özbağ, Cemele gibi köylerde yapılacak olan altın arama madenine karşı duruşlarını göstermek için Kırşehir’de Altın Madenciliğine Hayır Çalıştayı gerçekleştirildi. Bugün saat 15:00’te Kırşehir Neşet Ertaş Kültür, Sanat Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, İYİ Parti Kırşehir İl Başkanı Nuri Araz, Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, Gazeteci-Yazar İbrahim Gündüz, Kırşehirliler Vakfı Genel Başkanı Tuncay Tekay, Kırşehir Çevre Koruma Platformu Başkanı Niyazi Şekertürk, Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer, Ankara’da yaşayan ve Kırşehirliler Vakfı üyeleri, Karahıdır Köyü halkı, diğer köylüler, vatandaşlar ve basın mensupları katıldı.

EKİCİOĞLU, “BEDEN ÖDENECEKSE BU BEDELİ ÖDEMEYE HER ZAMAN HAZIRIZ”

Çalıştay da ilk olarak Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, konuşma gerçekleştirdi. Altın madeni arama çalışmalarına karşı bir bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye hazır olduklarını ifade eden Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, “Kırşehir’de ilk çalışmaya başladığımızda dünyada madencilik nasıl oluyor diye baktık. Dünyanın birçok yerinde uluslararası firmalar maden çıkartıyorlar. Ama firmalarla da toplantı yaptık, bölge halkı ile de toplantı yaptık. Özellikle Karahıdır halkı ile görüştük. O konuda Karahıdır halkını bilinçlendireceğiz. Diğer köylerimizin nüfusu çok olmadığı için onlarla da görüşeceğiz, onları da bilinçlendireceğiz. Körpınar’da, Çimeli’de, Karacaören’de Özbağ’da Cemele’de birçok şeyin zamanını geçirmişiz. İtiraz etmeyi, nasıl yapılması gerektiği gibi. Ama maalesef bu da bizim acemiliğimiz. Burada da tecrübeli üstadlarımız ile birlikte bu işi nasıl yapmamız gerektiğini göreceğiz. Firma bizden görüşme talep etti. ‘Neden karşısınız diye.’ Bize toz pembe bir tablo çiziyorlar ama bu işin gerçeğine baktığımızda bu çıkan madenlerin örneğin Afrika’da Kanada’da Amerikalı firmalar maden çıkarmış, o ülkeler zengin olacaktı ne oldu. Maalesef onlar halen 3. değil 5. dünya ülkesi olarak açlıktan kıvranıyorlar. Oysa uluslararası firmalar bunları çıkarıp ülkelerinin ekonomisine katkı sundu. Bizde hep birlikte çıkartalım madenleri. Ülkemiz zenginleşsin. Şehrimiz zenginleşsin, istihdam yaratsın ama maalesef işin gerçek yüzü öyle değil. Milyonlarca ton pisliği bize atıp gidecekler ve biz onun pisliğini çekeceğiz. O şirketler zengin olup gidecekler. Türkiye’de çıkan madenlerde biz şunu gördük, beyana esas ne olduğunu gördük. Beyan şirket yüz ton çıkardığıysa 10 ton çıkardım diyor yüzde 3’ünü devlete verip gidiyor. Yani vicdanına kalmış bir şey. Oysa bu doymaz zenginler para babaları hiçbir zaman iyi niyetli olmadığını görüyoruz. Dünyayı sömürüyorlar doymuyorlar, Türkiye’yi de sömürecekler, Kırşehir’i de sömürecekler. Bizim su havzamız, kuş cennetimiz, tarımımızın olduğu bölgede şehrimizi kuşatacaklar ve Bu şehirde madene izin verirsek, çok değil 5 yıl sonra yaşanmayacak bir hal alacak. Bunun için biz çocuklarımıza iyi bir miras bırakacaksak biz burada bunun mücadelesini vermek için yola çıktık. Bedel ödenecekse de biz ödeyeceğiz. Sabah toplantıda söyledi üstadlarımız. Yerel yönetimlerden bu kadar destek almadık diye. Türkiye’nin birçok yerinde bunu zaferle sonuçlandırdık dediler. Hep püskürttük talan etmeye gelenleri dediler. Ordu’dan tutun Kazdağları’ndan tutun İliç’e. Ama yerellerde bu kadar destek almamıştık dediler. Biz de yerel yöneticiler olaraktan Kırşehir halkını sırtımıza aldığımız sürece bu mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü bizim bırakacağımız en büyük miras çocuklarımıza daha yaşanabilir bir şehir, daha yaşanabilir bir ülke. Çocuklarımız, torunlarımız iki gün sonra ülke talan edilirken ‘Dede siz ne yaptınız’ demesin. Bizden hesap sorurken alnımızın akıyla çocuklarımızın karşılarına çıkalım istiyoruz. Beden ödenecekse bu bedeli ödemeye her zaman hazırız” dedi.

GÖÇEN, “TEK VÜCUT OLMAK ZORUNDAYIZ”

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun ardından Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, konuşma gerçekleştirdi. Altın arama çalışmalarının zararlarına karşı araştırma yaptıklarını belirten Başkan Göçen, araştırmalar sonunda arama çalışmalarına karşı çıkılması sonucunu elde ettiklerini belirtti. Başkan Göçen, şunları ifade etti:

“Belli güçler gözlerini ülkemize çevirdiler. Ülkemizin çeşitli alanlarında resmen talan ediyorlar. Kırşehir’de de bu talan oluyor. Daha doğrusu talana başlamak için ön hazırlıklar devam ediyor. Bizim şuanda yaşamın en büyük sorunu olan iklim değişikliği ile uğraşmamız gerekirken çünkü iklim değişikliğini hepimiz yakinen biliyoruz Kırşehir’de yağışlar azaldı, kar yağmıyor, su tamamen çekildi. Bununla mücadele edecekken şuanda önümüze saniyede 130 litre su korkunç bir rakam su gidecek işletmeler başlıyor. Biz bu suyu nereden bulacağız. Bizim toplumumuzun içtiği suyu kalmayacak demektir. Şuan köylerimizde su sıkıntısı başlıyor zaten. Çevremizde suyun dışında birçok zararı var bunların. Kırşehir’de ciddi sayıda tarihi eser var. Şu an sizlerden biri eline kazma alsa bir yerlere kazma vursa tarihi eser arıyor diye içeri atarlar. Ama bu firmalar altın arıyoruz, maden arıyoruz diye yaptıkları sondajda dünyanın tarihi eserini harap ediyorlar. Ve hiçbir sorumlulukları yok. Kimse de bunlara ne yapıyorsunuz demiyor. Mezarlıklarımız dahi ölülerimizin üzerinde altın araması, maden araması yapabilecekler. Bu yetkileri var. Peki bunlara niye göz yumuyorlar. Niçin bizi dinlemiyorlar? Eğer vatandaş için yapıyorlarsa bunu niçin sizlere sormuyorlar? Halk oylaması yapsınlar. Referandum yapsınlar. Çok basit. Niçin böyle bir şey düşünmüyorlar? Yok. Belirli kişiler ortak olacak belirli kişilere gidecek. Burada çalışama yapacak firmalardan bir tanesi Kanada firmaları. Kanada, dünyanın ağaçlık, yeşillik olan bir devleti. Ama orada bir tek kazma vurmuyorlar, tabiata zarar vermemek için. Niye? Türkiye’de yapabiliyorlar ya gerek yok. Türkiye iyi bu konular için. Artık öyle bir noktaya geldiler ki resmi izinlerin dışında kaçak kazı yapıyorlar.  İzinsiz. Geçtiğimiz günlerde Karahıdır Köyü’ne gittik. Köylülerimizle birlikte araziye çıktık. 2 tane yerde 150 metreye kadar derine inmişler kazı yapmışlar. Sondaj yapmışlar. Bunları engellememiz lazım. Bu insanlar sizlere her gün masal anlatıyorlar. Bizlere her gün masal anlatıyorlar. Bu işin zarar vermeyeceğini. Türkiye’de daha önce 950 metre olan dağ, bugün o dağı eritmişler 350 metre çukur oluşmuş. Maden arıyorlar. Genişliği 1 kilometre. Bunun çevreye vereceği zararı düşünün? Anlatırken hep önlemleri alıyoruz diyorlar. Nasıl alacaksınız? İşte İliç ortada. Ne olacak bu işin sonu? Kimse bunlara gelmiyor. Siyanür az kullanacaklarmış. Veya diğer kullandıklarında bir köşede tutacaklarmış. Ellemeyeceklermiş. Engelleme şansları yok. Her sakladıkları hadisenin bir ömrü, bir iklim süresi var. Altlarına naylon serecekler. Özel naylonlar çekecekler. Hepsinin bir ömrü var. Bizim kendimiz için değil, geleceğimiz için devletimiz için milletimiz için buna yok demeliyiz. Bunun altını doldurabilmemiz için sadece düşüncelerimizle hareket etmiyoruz, bilimsel olarak araştırma yaptırıyoruz. Yaptırdığımız araştırmaları da tamamında buna karşı çıkmamız gerektiği ortaya çıktı. Bunun için tek vücut olmak zorundayız. Hepinizin desteğine ihtiyacımız var.”

Göçen’in konuşmasının ardından Kırşehir Çevre Koruma Platformu Başkanı Niyazi Şekertürk ve Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer de birer konuşma gerçekleştirdi.

DURAN, “DOĞA HARİKALARI YOK OLUP GİDECEKLER”

Çalıştay’da Kırşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Ömer Duran da bir konuşma gerçekleştirerek Kırşehir’de madencilik yapılırsa ilk etapta olacaklara değindi. Genel Sekreter Duran, “Dinamitler patlayacak, patlamalar yer altı su kaynaklarına zarar verirken harfiyat ve zehirli toz bulutları en başta havzamızı zehirleyecek. Ortaya çıkan susuzlukla birlikte büyük bir kriz yaşanacak. İnsanlar önce köyleri daha sonra ise kenti terk etmeye başlayacak. Hayvancılık ve tarım yapılamaz hale gelecek. Madenin ortaya çıkaracağı tehlike riski insanlarda endişe, korku ve toplumsal strese yol açacak. Bölgede araştırılmayı bekleyen tarihi alanlar, höyükler ve Seyfe Gölü gibi bir doğa harikaları yok olup gidecekler. Yaşanacak bir felaket durumunda ise tüm bu durumlar çok hızlı bir şekilde gerçekleşecek” dedi.

Konuşmaların ardından çalıştaya geçildi. Çalıştay da ilk olarak Gazeteci-Yazar İbrahim Gündüz konuşma yaptı. Gazeteci Gündüz, ‘Allı Turnalar Diyarında ve Kızılırmak Havzasında Ölüm Madenciliği’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Daha sonra Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, ‘Türkiye’de Altın Madenciliği ve Zararları’ konulu sunumunu yaptı.

Çalıştayda açılan “Kırşehir İliç olmasın”, “Toprağın üstü altından değerli. Kırşehir İliç olmayacak. Altıncı şirketler istemiyoruz”, “Kırşehir maden istemiyor!” afişleri dikkat çekti.