G(k)alan: Yeter artık anlamında
Ga(h)am: Akraba, hısım
Gabala: Ölçüsüz, tartısız, göz kararı, götürü yapılan iş
Gaç hele: Geriye çekil
Gada almak: Günah alamak
Gada: Fena, dert, kaza - bela
Gağda: Kurban, arkadaş
Gadam: Erkek kardeşim
Gadi tatavi: Uyuşuk, çokbilmiş
Gadimelek: Madımak otu, mercimek
Gahirlenmek: İçten içe kızmak, dertlenmek
Galafat: Kalıp, insan cüssesi
Gambak: Artık odun, ağaç kabuğu
Gamçı: Hayvanları hızlandırmak için vurulan hafif sopa
Gamgam: Ekonomik sıkıntı
Ganâpaha: Şişman – hantal
Ganara: Çok yiyen doymayan, doymak bilmeyen, yalcı
Gancık: Kalleş – Dişi köpek
Ganırmak: Geriye doğru zorlamak
Ganim-ganime: Pek çok, dolu- herkese yeter
Gapçık: Kabuk
Gara: Siyah
Garakma: Çok susama
Garâmet: İftira
Garhıt: İri yapılı zayıf kuvvetsiz
Garı: Kadın, eş
Garık: Bahçede sebzelerin iyi sulanması için toprağın kare
veya dikdörtgen bölünmesi
Garnapa: Karnı büyük
Garnaz: Düzen bozan, yapılan işi hazmaedemeyen
Garsamba: Kalabalık ve dağınık lüzumsuz eşya
Gasalma: Şişkinlik, gubarma
Gatıh-katık: Yoğurt, süzme
Gatır: Topaç
Gatlak: Tahmini ölçü.
Gav gibi: Hafif
Gavi: Sağlam
Gav-Kav: çakmak taşlarını birbirine vurarak yakılan fitil
Gâvur: Yabancı
Gavurga: Patlamış mısır veya kavrulmuş buğday
Gaybet: Birinin arkasından konuşma
Gaygana: Gözleme ekmek
Gayıt: Yapılacak bir iş için önceden hazırlık yapmak
Gayma: Para
Gazeanti: Gezgin, kapı kapı gezen, evinde yerinde durmayan
Gebe: Hamile
Gebelek: Sıska
Geber: Öl! Anlamında
Geçkere: Tahtadan yapılan zirai alet
Gedik: Bağ ve bahçe duvarlarının yıkılan kısmı- Kurbanda
hisse
Geklik: Mide
Gelgelelimki: Yapılacak işe mani olacak terslik
Gelinlik etme: Alçak sesle konuşma
Gever: Ark, suyolu
Gez: Tığ ve çorap şişlerinin çengelli yeri
Gııı: Arkadaşa seslenme, Kadınların birbirine hitap şekli.
Gıbarmak: Şımarmak, dayılaşmak
Gıbışlamak: Görmeden birazcık almak
Gıcır: Yeni, tertemiz
Gıcırdamak: Ses çıkarmak
Gıdık: Çenenin altı
Gıdım: Az, pek az
Gıllı herif: Kıllı adam
Gımbıllı: Edalı, cilveli
Gımıh: Küçük-kısa-cüce manasında
Gımıl gımıl: Yavaş yavaş- ağır ağır
Gıncıfır: Menfatine çalışan yağcı
Gındırma: Kandırma
Gıpra(ş)mak: Kımıldamak
Gıptı: Cimri
Gıran/Kıran: Tavuklarda görülen ölümcül hastalık
Gırbaş: Beyaz saçlı
Gırcı: Küçük taneli dolu
Gırfacan etmek: Bir iş için birini paniklettirecek derecede
çok sıkıştırmak.
Gırgı: Ekilemeyen yamaç arazi.
Gırım gırım: Kibar
Gırışmak: Poz yapma üstten bakma – paylaşma
Gırkılmak: Hayvanları tıraş etmek
Gırlanmak: Dalaşmak
Gırmızı: Domates, argoda utanmaz
Gırpıntı: Halı yastığı dokunurken, renkli iplerin fazlalıklarının kesilen kısımları
Gırs: Gıyımsız, cimri, pinti
Gıvanmak: Sevinmek, güven duymak
Gıvrak: Kıvrak, hızlı
Gıvrışmak: Büzülmek, halsizleşmek, hareketsiz yatmak
Gıybet: Başkası için yapılan dedikodu
Gıygaç: Aralamak
Gıygaçlamak: Bir yeri aralamak
Gıygıdı: Keman.
Gıyımsız: Pinti
Gıyışmak: Yaklaşmak, bir kişiye sığınmak
Gıymatlı: Kıymetli.
Gıymık: İnce sivri küçük ağaç parçası
Gıypıtma: Bir şeyin üzerinden habersiz alma
Gızınmak: Isınmak
Giçişme: Kaşıntı
Gidi: Azarlama, paylama sözü, dürzü, boynuzlu, ahlaksız
Gidişmek: Kaşınmak
Gilar: Kiler
Gillik: Yün eğirirken işe yaramayan atık
Go vermek: Laf taşımak, kışkırtmak.
Gobül: Patetes
Gocuk: Kaban
Gocunmak: Güçenmek, zoruna gitmelk
Goçam: İki avuç dolusu
Godalak: Kısa boylu kişi.
Goğu: Dedikodu
Goğünmek: Tenin bronzlaşması.
Golan: Hayvan semerinin kemeri
Gon - gön: Deri
Goo - göö: Yeşil
Gop: Koş
Gopmak: Koşmak
Goruk; Ham üzüm, olmamış üzüm
Gosdak: Böbürlenme, kabarma
Gostak: Gösteriş
Goşam-guşam: Bir avuç dolusu, bir tutam
Gotnuk: Tavanla duvar arasındaki boşluk
Govuk: Delik, in
Goyvermek: Serbest bırakmak
Gozer- gözer: geniş delikli elek, Büyük kalbur
Göbel (gömbel):Babası belli olmayan çocuk
Göbelek: Şapkalı mantar –Şişman çocuk
Göççek: Çocuk bezi
Göçürtme: Sebze fidanı
Gödek: Kuyruksuz hayvan
Gödeni büyük: Yemek, çok yemek yiyen, iştahlı, karnı doymayan
Gögde: Vücut
Göğ gözlü: Mavi gözlü.
Göğ: Açık mavi
Gölük: Eşek
Gömük: Pis cıvık çamur, bataklık-mırık
Gön: Deri
Gönen: Rutubet, rutubetli
Göö p(b)akla: Yeşil fasulye
Göresim geldi: Çok özledim
Görpe: Genç, kuzu, sürü
Göt atmak: Hayvanların iki ayağı ile başkasına vurması
Götcek: Kıç bezi, çocuk bezi.
Götün götün gitmek: Geri geri gitmek
Göynek: Kaputtan mintan, fanila, atlet
Gubarmak: Havalara girmek, şişmek
Gubat: Kaba
Guldur: Erkek çocuğunda meydana gelen abartılı testis şişliği
Gumpir: Patates
Gungulu: İmzikli küçük su testisi
Gunnamak: Kedi, köpek yavrulaması
Gurabiye: Kurabiye
Guşâne: Ekmek konulan tekne –tencere – küçük leğen
Guşluk vakti: Sabah ile öğlen arası
Guvaa: Damat
Guylamak: Bir şeyi bir çukura toprakla örtmek.
Gübür: Hayvanların kurutulan dışkısı
Gücük: Şubat ayı
Gücünen: Zorlanarak, eziyet çekerek, sıkıntılı
Güçcük: Küçük
Güdü: Manda- Camız sürüsü
Güdük: Kısa boylu, kuyruksuz
Güdül: Çocuk toprağı ısıtılan teneke el tası
Güğüm: Alüminyum veya bakır su kabı
Güleç: Tebessüm
Güllep: Çeşme oluğu, kapı kilidi
Gülük: Hindi
Güman: Şüphe
Gümrah: Verimli bitki- ağaç
Gümürtlek- Kümürtlek: Gırtlak-boğaz
Günnaşır: Kuşburnu çiçeği.
Günücü: Kıskanç
Günülemek: Kıskanmak
Güre: Dişi eşeğin isteğe gelme hali
Gürrük: Kısa kulaklı veya kulaksız
Güva: Damat
Güvenç: Mavi gözlü
Güverenti: Sebze ekili bahçe
Güvermek: Yeşermek, morarmak
Güvez: Bordo rengi