KIRŞEHİR

Her gün bir yerlerine kazma vurulan , suları bazen kesilen , her gün şantiye olan şehirdir …

Akrablarınızla beraberken yürürken " nörüyon " sorusuna maruz kalınan , düğünlerde " biter Kırşehir ' in gülleri biteri " oynamaktır , küfül küfül rüzgarın esmesidir …

" Bizim eşşeğe bin gittir " …

Ellaaamdır ...

Neşet Ertaş gibi bir halk ozanına sahip olmaktır …

Yangından , ilk evdeki pekmezi kurtarmaktır …

Kaman 'ı , Mucur 'u , Çiçekdağı 'nı ,

Kındam , Dinekbağı , hem Özbağ 'ını ,

Köylü , kentli , hastasını , sağını ,

Görüp bir muhabbet kurmak istiyom ...

Diyebildiğin bi şehirdir …

12 eylül öncesi , sol gruplar arasında “ devrim kırdan mı başlamalı şehirden mi ” tartışmaları hararetli bir şekilde sürerken , İsmail Gülgeç ’ in arayı bulmak için devrimin direk başlamasını önerdiği şehirdir …

Hemen dibindeki Yozgat ve Nevşehir 3. dereceden deprem kuşağında iken , Kırşehir 1. dereceden deprem kuşağındadır viptir...

Hayata gözlerini açtığın , insanlarının ayrı bir sıcak kanlı olduğu , gördüğün her eşine dostuna " nörüyon " demekten zevk aldığın , akrabalarla rakı sofrasında ince çalgı eşliğinde Neşet Ertaş türküleri söylediğin , bu ülkede doğabileceğiniz en güzel şehirdir…

Yaşarken sıkıldığın , " ulan şurdan bi gideyim başka bişey istemiycem " dediğin , gidince de " tavuk dönerini bile özledim la " dediğin şehirdir ...

Ankara ' dan gelirken Özbağı ' na yaklaşırsın burnuna gelen yeşilin kokusu ve hafiften esen yeli içine çektiğin Bozkır 'dır ...

Elin gavuru tuvalet bilmezken , 1247 yılında yapılan Cacabey Camisinin ortasındaki havuza düşen ay ve yıldız görüntüsünden gökyüzünü incelediğimiz , bilimin üssüdür

Yine Cacabey caminin köşesindeki göğe bakan ateşlenmiş roket figürü adeta biz bu işi yıllar önce yapıyorduk diyen şehirdir ...

Esnaflığın kurucusu Ahi Evran Hazretlerinin şehridir , her yıl esnaf bayramı düzenleyip cumhurbaşkanı ve devlet erkanının katıldığı , ama esnafının değil de memurunun esnaf bayramına katıldığı şehirdir ...

İki saatte görülecek her yerini görebileceğin küçük ama şirin Kırşehir ' dir …

Sanayi bakımından az gelişmiş iller arasında olmasına rağmen Türkiye ' nin en zengin illerinden biridir …

İnsanlarının para harcayacak yer bulamadığı için hafta sonları çevre illere kaçtığı şehirdir ...

Her boş yere park yapılan ama bir Aqua parkı olmayan insanların deniz hasretini Savcılı Göleti ' nin sahilinde gideren şehirdir ...

Kaman ceviziyle ünlü , adına festival yapılan ama bir türlü cevizini soğuktan koruyamayan cevizsiz kalıp Çin cevizine muhtaç kalan şehirdir ...

Bünyesinde tahmin edemeyeceğiniz kadar çok bürokrat , diplomat , subay , iş adamı ve düşünür - yazar çıkarmış , bir türlü trene kavuşamamış , devlet yatırımlarından nasibini alamamış , üvey evlat muamelesi görmüş ilginç ve küçük bir şehirdir …

Uzağında olunca burnunda tüten , kendini bağlarinda ki ceviz ve kavak ağaçlarının altına bıraktığın , Ağustos sıcağında o ağaçların gölgesinde deliksiz bir öğlen uykusu çeksem radyodan hafifce Neşet , Çekiç Ali çalsa , sonra uyanıp acıksam , derede soğumuş buz gibi karpuz , çömlek peyniri ve yufka ekmek ile dürüm yapıp karnımı doyursam derdi tasayı, Dünyayı unutsam diyebileceğin şehirdir ...

Mutlu ve huzurlu bir ülkenin anahtarıdır.

Türkmen ' in, Kürdün , Türkün barış içinde huzurla yaşadığı , barışın şehridir…

Kürkçü dükkanı gibidir döner dolaşır yine bu şehre gelirsin , parkları , çay ocakları, yetim Ercan ' ı , bi milyon ver la diyen Gazisi , kızdırılınca gözü dönen rahmetli Tuncay ' ına sahip şehirdir ...

Ölmez, sağ olursam bu yaz inşallah

Sılayı bir daha görmek istiyom

Kırşehir ' e varsam ya aşam , zabah

Topraklara yüzüm sürmek istiyom ...

Diyebileceğin şehirdir …

Gariptir , sahipsizdir , kimsesizdir , yetimdir ...