KİMSENİN ADAMI OLMADAN!

Yıllar önce

Birçok kişi ile görüşüyorum.

Telefon hattım sınırsız.

Karşımdakiler sinirsiz.

Samimi ortam.

Maksat Allah rızası olsun.

Sonraları samimiyet ve muhabbetler artıyor.

Yıllar geçiyor.

Zayiatlarda oluyor.

İhlâs, uhuvvet ve samimiyetle,

Davasında sadık olanlar ve sebatkâr olanlar.

Bir yıldız gibi parlıyor.

Tersi olanlar çok güzel işlerde başarsa;

Kimseyi üzmemek, herkese hoş görünmek uğruna;

Görüntüsünü bozuyor.

Biliyor mu? Ne yaptığını? Biliyor.

Aklıma yeşil çam yıldızları geldi.

Onlarda (starken) her şey güllük gülistanlık.

Ama (starken) yaptıkları, ateşi sönmeye başlayınca:

Tek tek önüne çıkıyor.

Kral çıplak diyenler oluyor.

Kara gözlük takıp ben çıplak kral görmüyorum.

Kral kara siyah bir elbise giymiş diyenlerde.

Her dönemin herkesi adamı olanlar.

Fani dünyada fena insanlarla da dost olabiliyorlar.

Ama maksatları Allah rızası olanlar.

Belki aradığı ilgiyi alakayı bulamıyorlar fani dünyada.

Belki de şımarmamaları için burada zorluklar çekebiliyorlar.

Ama onlara zorluklar "Cennet asa bir bahar hükmüne geliyor."

Yalancı dünyada belki de kulu kulluk yapmadan.

Huzura günahkârda gitse "af isterken" gönül rahatlığı ile gidiyor.

Kimsenin adamı olmadan!

Huzura varmayı, kendine şiar edinenlere...

Ne mutlu.

Ben böyle bir topluluk biliyorum.

Allah dan da "bu toplulukla huzura varmayı" diliyorum.

Bu topluluk mu?

"Merak ilmin hocasıdır." diyor.

Merak edenler: Kur'ân'ın elmas cevheri olan risale-i nurlara müracaat edebilirler.

 

***

Gaflete düşme ara, Rahmeti, nuru

Uyanık ol, sığın her daim O'na

Ayrı düşme, oku O nuru

Kalbin atsın beş vakit O'na