KİME NİYET KİME KISMET

Seçimler olsa da insanlar derin bir nefes alsa.
Ülkenin gündemi seçim.
Siyasilerin derdi ne geçim, ne ahlak, ne eğitim, nede zamlar.
Binlerce genç elinde diplomayla geziyor.
Sanayi elaman arıyor fabrikalar ara elaman bulamıyor.
Televizyonlarda her gün soygun, katliam, mafya çatışmaları, kadın cinayetler.
İnsanların her geçen gün alım gücü azalıyor.
Zamanlarda durma yok yükseliyor.
Zenginlerin serveti katlıyor, ülke genelinde şehirlerde fakirlik ise artıyor.
Halkın derdi geçim.
Siyasilerin derdi seçim.
Seçim olurda aday adayları durur mu?
Yaklaşan mahalli seçim dolayısıyla birlikte, siyasi partilerden çok gönlünde adaylık geçen kişilerde bir hareketlilik başladı.
Bunların içinde il başkanları, kurt siyasetçiler, parti üyeleri, yönetim kurulu üyeleri, başkanlar hatta derinde gelen seçilmiş vekiller var.
Kime niyet kime kısmet olunur bilinmez ama "Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar" atasözü gereğince, aynada boyunu posunu beğenen herkes "Benim diğerinden neyim eksik" diyerek koltuk hayal ediyorlar.
Benim etim, budum ne diyen yok.
Bu şehirde karşılığım var mı diyen hiç yok.
Kaç kişiden oy alırım diyen hiç yok.
Seçimi duyan partiye koşuyor bende adayım diyor.
Ve bazı seçilmişler oturduğu koltuğun kendilerine büyük gelmesine ve halkta karşılığı olmamasına rağmen hala başka koltuk arayışlarına giriyorlar.
Koltuk şirin nefis kâfir.
Siyasette hep aynı isimler, denenmiş ve başarılı olamamış politikalar.
İşte bu memleketin sorunu bu!!
Siyasette bir seçim kazanan hizmetten çok gözünü başka şeylere dikiyor. İl başkanı, Belediye başkanı milletvekilliğine, küçük koltukta oturan büyük koltuğa göz dikiyor.
Kendi memleketine bir şey kazandıramayanlar kendilerine kazandırıyor.
Ve çoğu siyaseti meslek, milletin parasını malı edinmeye başlıyor.
Öyle sosyal medyada görünmeler, poz vermeler ve kurusıkı atmalar artık tutmuyor şimdi herkes herkesin güç ve becerisini çok iyi biliyor.
Makamlar, mevkiler, zenginlikler Allah’ın çeşitli sebeplerle insanlara nasip ettiği dünyalık ve çok ağır imtihanlardır.
Yüce Allah bu makamları, insanlara mükâfat olarak mı, azap olarak mı nasip etmiştir bilemeyiz.
İnsanlar bu nasiple haksızlığa, hak gaspına sebep olmaz ve hayırlara vesile olabiliyorsa bu lütuftur.
Ancak birilerinin hakkını yiyerek, zulmederek, kendilerine ve çevrelerine ve makam sahiplerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar veya buna sebep oluyorlarsa bu onlar için azap sebebidir.
Hele hele bu(Devlet Malı) ise.
Hak ve Adaletten ayrılmayan, devlet malının manasını ve değerini bilen adama göre muamele yapmayan ikiyüzlü davranış sergilemeyen kul yetim devletin emaneti diyenler var mı?
Bu mayada bu çıkar mı bilinmez.
Görülen köy kılavuz istemez diye boşa denmemiş.