KAYBOLANLAR 

           Bazen kaybedişler bir anı, bir günü, bir yılı belki bir asrı şekillendirir. Kaybolan yalnız köy hayatı değildir. Gelenek, görenek, örf ve âdetlerdir. Kaybolan, büyük geniş aile kavramı, doğal beslenme, etrafını çevreleyip oturduğun sobanın başında anlatılan hikâyelerdir. Hayatın bizi yaşamak adına içine çektiği yeni dinamik yaşam, zorunluluklardan ibaret nefes alış veriştir. O günleri yaşayanlar köy hayatının tadını bilirler. Köy yaşamına olan özlemini bazen yazarak bazen de muhabbeti açılınca ağzından çıkan birkaç cümleyle anlatır eskiden ecdat geleneği olan yer sofralarında bir tas çorbadan herkes kaşık ile yerken aile ve komşuluk bağları bir nevi o kaşığın lezzeti ile adeta bir aşı gibiydi. Biz o adetlerimizi terk edip masa ve sandalyelerde tabakaları ayırarak sofra düzenini bozduğumuz gün işte o zaman bütün aile ve akrabalık bağları birbirinden kopmuş oldu. Ve bende şiirimle diyorum ki  “Ben Köyümü Özledim” 

      

BEN KÖYÜMÜ ÖZLEDİM

Ben küçükken çok güzeldi köyümüz

İki katlı konak idi evimiz

Kuyudan çekilir içme suyumuz

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Evler kerpiç idi, sıvası çamur

Tezek yanar idi, yoğudu kömür

Camları kâğıttı, macunu hamur

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Sobanın üstüne yufka sererdi

Peynir ekip tereyağı sürerdi

Anam bize yağlı dürüm dürerdi

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Ekmeğin üstüne pilav dökerdi

Bahçemizden yeşil soğan sökerdi

Pekmez ile un helvası çekerdi

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Tandırların kor ateşi parılar

Çömleklerde pişer idi kurular

Çiçeklerden bal yapardı arılar

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Kışın yapılırdı kavurga, hedik

Oturur, tandırın başında yerdik

Bibim masal söyler, biz de dinlerdik

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Lamba, fener ile çıra isini,

Bakır sini; tava, tabak, tasını,

At kişnemesini, köpek sesini

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Orak ile tırpan, tırmık, yabayı

Yamçıyı, keçeyi, kürkü, habayı

Saçkı yanan tenekeden sobayı,

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Harmanı, düveni, tınas tozunu

Koyununu, kuzusunu, yozunu

Kümesinde tavuk, ördek, kazını

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Bahar gelince oynardık çelik,

Kazardık çiğdem tülü ile çalık

Barajda tutardık oltayla balık

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

Yaşlılarının oturduğu günaşi

Aşık oynadığımız küllüğün başı,

Burnumda tüter hep toprağı taşı

Ben köyümü, o günleri özledim.

 

İbrahimim der ki o günler başka,

Köyler o halinde kalsaydı keşke

O kerpiç evleri değişmem köşke

Ben köyümü, o günleri özledim.