KARDEŞ KARDEŞİ KUYUYA ATIYOR

Birileri bayram değil, seyran değil sizi övüyorsa, dikkat edin.
Bugünlerde meydan bu tiplerin oldu.
Çarşı pazarında sen neden aday olmuyorsun sözleri dolaşıyor.
Başkanlık sana yakışır diyenlerin pazarı açıldı.
Meşhur sözdür; “baba sen beni dostlarım(!)dan koru, ben düşmanlarımla baş edebilirim!”.
Unutmayalım ki, ilişkiler “meta” ve “itibar”, güç, para üzerinden ise gün gelir kardeş kardeşinin gözünün yaşına bakmaz.
Hele işin içinde bir de siyaset girdi mi?
Seçimler yaklaştıkça dost mu, düşman mı beli oluyor.
Seçimler geldiğinde, adayla belirlendiğinde, siyasetin kazanı kaynıyor.
Dost, arkadaş, yoldaş dedikleriniz ayrılıyor.
Önümüzde belediye seçimleri var aday ise bir kişi olacak.
Her siyasi partiden bir kişi aday oluyor.
Baktığınızda partiler içerisinde birçok aday görmektesiniz.
Aynı masada, aynı partide, kol, kola gezenler adaylık olunca benim diyorlar.
Adaylık sana yakışır kardeşim diyen olmuyor.
Ben olmayım arkadaşım olsun diyeni görmüyorum.
Ben olmazsam bunlarda olmasın diyenler meydanlarda.
Bazen siyasetçinin eli ve gömleği kan kokar!
Kardeş kardeşi kuyuya atar!
Onun için “akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini” denmiştir. Süleymaniye’yi yıkmak için 3 beyinsiz ve iki kazma bir kürek yeter, ama bir Süleymaniye için bir Sinan, bir de Süleyman gerek!
Önce kötü insanları çevrenizden uzaklaştırın.
Ya da siz onlardan uzaklaşın.
Onlar cahil ve müfsit insanlardır.
Etraflarına Şeytan toplarlar.
İçin bereketini kaçırırlar, melekleri uzaklaştırırlar.
Güzel söz ve hikmet sahibi insanları toplayın çevrenize.
Adaletten, ahlaktan yana, samimi erdem ve ahlak sahibi, bilgili, söz verdiğinde sözünde duran, yalan söylemeyen insanları toplayın.
Ehliyet ve Liyakat sahibi insanlarla istişare edin, dürüst, verilecek karardan yarar ya da zarar görme ihtimali olanlarla müşavere edin.
Bazıları partiyi kendi gücü için kullanıyor.
Parti için gerçekten samimi duyguları ile canla başla çalışmak isteyenler dışarıda kalıyor.
Siyasi çanak hep böyle örülüyor.
Kurtlar sofrası gene aynı şekli ile kalıyor.
Özellikle gençlere kesinlikle yer vermekten kaçınıyorlar.
Gençlik kolları adı altında gençleri ayak işlerinde kullanmaktan geri kalmıyorlar.
Gençler düşünür, okur, araştırır.
Onlara söz hakkı vermediğiniz sürece asla yanınızda olmak istemezler.
Siyasetin şemsiyesine giren gençler ise iş, aş peşinde koşuyor.
Siyasi partinin rozetini takan genç samimi duygulardan uzak abilerinde gördüğünü yapıyor.
Öncelikliyi bir an önce devlete kapağı atmak.
Siyasi çarşıda bu ahlak var oldukça siyasi partilerin ömrü de liderlerine bağlı kalıyor.
Düşünce ortak akıl, fikir, görüş hepsi içi boş laf oluyor.