Kalemin dili olsa ne yazardı. Ya da insanın kalbi kalem olsa daha mı değişik olurdu hiç düşündük mü? İnsanlar düşüncelerini peşinen ve hiç unutmadan arka arkaya sıralar yada kalem içinden geleni yazardı . Düşünceleri kaleme alınıp duraklamak öyle zor ki. Bazen düşünüp tasarlıyorsun kaleme alacağın zaman bazı düşünürler ya akıldan siliniyor yada değişiyor. Kalem Kılıç olsaydı öyle yazardın ki düşündüklerini insanin kalbine yerleştirir etki ederdin. İkisini bir arada kullanmak çok zor. Bazen kalp düşünüyor kalem yazmıyor. Bazen de kaleme alırken beyin duruyor.
Öyle şeyler yazmak geliyor ki aklına kalem ele alıp bunca her şey bambaşka oluyor çirkinleşiyor. Bazen düşünceler kaleme gelince, düşünce kayboluyor. Acabalar başlıyor . Sanki kalem koşuyor sen duruyorsun kelimeler gelmez oluyor yadalar başlıyor. Geziniyor duralıyorsun tasarladıkların bile siliniyor akıldan, demek ki akıl iş görmüyor kalem olmadan yazacaksın yazarken düşüneceksin.
Allah cc. Kalem suresinde “O Rab ki kalemle o yazmayı öğretti.” akıl verdi insana bütün yaratılanların en şereflisi olarak yarattı. Neye yazar san yaz nereye yazarsan yaz akıl süzgecinden illaki geçecek kalem sen söyledikçe elin hareket ettikçe yürüyecek yürüyen kalem yürüten el yazılacak kalem hepsi ayrı ayrı bir araya gelecek dilin dönecek kelimeler dökülüp kelimelere, kelimeler cümlelere olacak kâğıtlar içine alacak hepsini esir edecek. Bir kâğıt bir kalem seni yazıp yazarın dili olacak.
Hani bir türküdür dolaşır dilimizde bir kâğıt bir kalem al yaz beni beni. Oysaki kalem gücünü dilden dil ise gönülden alır. İkisi öyle birleşmeli ki peş peşe gelsin.
Dîli kalem gönül kalbi ile birleşsin o zaman ne güzel sözler çıkar ne kelamlar dökülürdü. Hani yine derler ya dilin kemiği olsaydı. Belki daha değişik olur bazen kemik tıkanırdı. Dil dururdu bazen dilden dökülen sözler ağır gelir karşıdakileri dokunursa belki ama dil gerçekleri söylerse kalemin yazmamaya çaresi yok ki. Bazen hoş söz dökülür dilden sirayet eder gönüle iner içeri ilmek ilmek işler bin bir nasihat alır. Bazen de zehir dökülür dilden kimi işine geleni alır. Kimi de bir düşünceye dalar. Acabalar dolaşır içinde .
Yine güzel bir söz vardır “Arif ol kelamı dinle el iki söylerse sen birin söyle.” söylemek için söyleme, öyle söyle ki payı olan alsın. Söz işte böyle bir şey. “Ya Hakkı söyle ya da sus” kim ne derse desin sözün sana davacı olmasın dökülsün içinden özün cûşu aşka gelsin dilin. Adam sende deme yazsın kalemin gerçekleri cümle olarak döksün içindeki heceleri. Ne güzel söz “Söz ola kese başı söz ola ağular aşı.”