Yaşadığımız toplumda zor işlerden biri de eylemiyle söylemi, işle icraatı, özü sözü doğru insan olmak.Gerçekleri insanlara direk yada karşındaki insanın anlayacağı dilden söylemek var iken yalakalık yapıp gezeleyen insanlar hep midemizi bulandırmıştır.
İnsanlar kendini sorgulamalı, vicdanını yargılamalı.
İşte o zaman ne savcı ne de yargı yorulur.
Dürüstlük yardımseverlik, güvenilirlik konularında kendine güvenin tam ise, namertden çok değerli olduğunu bilesin.
Günümüz insanları hep menfaatini arar oldu.
Bazen öyle gerçeklerle karşılaşıyoruz ki arkadaşım, dostum dediğimiz insanlar üç kuruşluk menfaati için seni rezil edebiliyor.
Toplumda pek çok kişi ve gruplarla muhabbetler, sohbetler ettiğimiz oluyor. Bu sohbetlerde bakıyorum bazıları büyük laflar konuşuyor, boyunu, cüssesini aşan sözler ediyorlar ki, duramıyorsun, seni öyle çıkmaza sokuyor ki bir anda kendini sevdiklerinle çatışır halde buluyorsun.
Kokuşmuş insana hiç tuz kar eder mi?
Utanmayan yüze tükürük kar etmediği gibi.
Dost önemli, yarın ilişkilerin bozulunca seni satmayacak, arkandan konuşmayacak insanlar olmalı hayatında. Değerini bilmeyen insanlarla uğraşma.
Onu layık olanına bırak.
Şu zamanda inanın ki dost da düşman da belli olmuyor.
Orası, burası menfaatlerine göre oynuyor.
Bu hayat tecrübesini de bazen kafan kırılarak, bazen de kalbin kırılarak öğreniyorsun.
İyi gününe aldanıp da, dostum çok deme.
Rabbim hepimize hidayet nasip eylesin. Doğru insanlarla la birlikte güzel günler geçirelim.
Bizler bu dünyadan gideceğimiz günü bilmeyen birer yolcu olduğumuzu, gittiğimiz yerde de hesap vereceğimizi bilelim ve ona göre yaşamımıza çeki düzen verelim.