Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan’nı Kırşehir’e davet etti.
Milli Savunma Bakanlığı’nın 2025 Yılı Bütçesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda CHP Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, konuşma yaptı. Milletvekili İlhan, konuşmasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nı maden şirketlerinin yapmış oldukları çalışmaları görmeleri için Kırşehir’e davet etti.
CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, TBMM Genel Kurulu'nda Milli Savunma Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi üzerine konuşma yaptı ve bir dizi açıklamalarda bulundu. Konuşmasına ilk olarak Kırşehir'de maden şirketleri tarafından yapılmak istenen altın madeni arama çalışmalarının yaratacağı talana ve bu durumun Kırşehir için hayati önem arz ettiğine değinen Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, ülkenin güney sınırında yaşananlara dikkat çekerek silahlı kuvvetlerin kurumsal yapısında ve sistemindeki işleyişte sorunlar oluşmaması adına titizlikle çalışmaların yürütülmesi gerektiğini ifade etti ve teğmenlere isnat edilen haksız suçlamaları eleştirdi.
Milletvekili İlhan, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Milli Savunma Bakanlığı’nın 2025 Yılı Bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum, bu vesile ile Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Öncelikle seçim bölgem adına önemli bir hususu belirtmek isterim; Kırşehir Valiliği’nin Seyfe Gölü tabiat koruma alanının madencilik faaliyetlerine kapatılması talep yazısına cevaben Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da koruma alanında herhangi bir maden ruhsatı olmadığını belirtti. Kimse gölün orta yerine ruhsat verildi demedi ama Seyfe Gölü’nün havzasında yani yanı başında yer alan; Boztepe İlçesi’ni, Çimeli, Karacaören, Körpınar Köylerini ve Kırşehir’in oksijen deposu olan Akçakent’in meşe ormanlarının bulunduğu alanları yerinde görmeleri için Kırşehirliler adına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nı Kırşehir’e davet ediyorum. Buyursun gelsinler kendilerini misafir edelim ve bu maden şirketlerinin hunharca yapmış olduğu talana hep beraber tanık olalım. Bu işin vebali büyüktür, herkes elini vicdanına koysun. Kimse Kırşehir’in kaderi ile oynamasın. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bölgemizde uzunca bir süredir yaşanan kaotik ortamdan ders çıkarabilmek ziyadesiyle değerlidir. Zira istikrarsız yönetimlerin olduğu güney komşulara sahip olduğumuz gerçeği güncel olarak mevcudiyetini korumaktadır. Bölgemizde yüzyıl öncesinde emperyalist güçler tarafından cetvelle çizilen sınırlarda olağanüstü durumlar yaşanıyorken, silahlı kuvvetlerimizin her anlamda kurumsal yapısının sorunsuz olarak işlemesi bir tercih değil, zorunluluktur. Ancak biz hala gurur kaynaklarımız olan teğmenlerimiz ile uğraşmaktayız. Teğmenlerimiz silahlı kuvvetlerimize zarar verecek hiçbir şey yapmamışlardır. Bakanlığın; “kasıtlı ve organize disiplinsizlik yapmaktadırlar'” yönündeki açıklaması da yanlıştır. Aziz milletimize şunu ifade etmek isteriz ki: Biz teğmenlerimiz ile gurur duyuyoruz ve kimsenin de onlara zarar vermesine asla müsaade etmeyeceğiz!” dedi.
İLHAN: "ASKERİ PERSONELİN, SİVİL MEMURLARIN, UZMAN ÇAVUŞLARIN VE SÖZLEŞMELİ ERLERİN SORUNLARI İÇİN HALA ADIM ATILMAMIŞTIR!"
İktidarın TSK çatısı altındaki asker ve sivil personellerin süregelen sorunlarını kulak arkası yaptığına ve uzman çavuşlar ile sözleşmeli erlerin hali hazırda devam eden, çözüm bekleyen çok sayıda problemi olduğuna vurgu yapan Kırşehir Milletvekili İlhan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Değerli milletvekilleri, bu bütçede zenginler için yedi yüz bir milyarlık vergi istisnası ve bir trilyon dokuz yüz elli milyarlık faiz gideri varken ve Hükümet bunlara kaynak bulmakta tereddüt etmezken; söz konusu Milli Savunmamızın temel kaynağı olan askerlerimiz ve diğer çalışanlara gelince Hükümet ekonomik gerekçeleri öne sürüp bir türlü adım atmamaktadır. Hal böyle olunca askeri personelin ve sivil memurların sorunları da sürmektedir. Kamuda yasal iş hakları siyasetçilerin referansına bırakılan uzman çavuş ve sözleşmeli erlerin sorunları çözülebilmiş değildir. Emekli binbaşıların ve emekli astsubayların tazminatları bir türlü verilemedi. Daha önce de dile getirdiğim 2000, 2001 ve 2002 yılları arasında naspedilen astsubay ve astsubaylıktan subaylığa geçiş yapan yaklaşık 1500 kişinin sivil okul borçlanma sorunu sebebiyle hem emeklilikte hem de fiili hizmet zammında yaşadıkları haksızlık ve eşitsizlik hâli hazırda devam etmektedir. Bu durum Anayasa’mıza da aykırıdır. Dolayısıyla kimsenin görmediği bu askerlerimizin mağduriyetleri ivedilikle giderilmelidir. Emekli maaşları yetersiz olan askerler ve sivil personellerin sorunları için de bir gelişme olmamıştır. Bizler sürekli olarak mağdur olan askerlerimiz ile bir araya gelmekte ve onların sorunlarını uzun uzadıya konuşmaktayız. Ayrıca vatan savunmasında yaralanıp gazi sayılmayanlar var; ve bu gazilerimiz, haklarını aramak için ‘Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği’ni de kurmuşlardır. Bu bizim utancımızdır. İktidar vekillerinden ricamdır: Lütfen bu derneği ziyaret etsinler ve yaşanan bu travmalara bizzat tanık olsunlar. Umarım daha sonra da kahraman vatan evlatlarımıza olan borcumuzu öder ve bu sorunu hep birlikte çözeriz! Her şeye rağmen hükümet duyarsız kalabilir ama biz yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak emekliler, muvazzaf personeller, şehit aileleri ve gazilerimizin sorunları için kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz!"
İLHAN, “TSK İŞLEYİŞİ, PLANSIZ HESAPLARLA ANLIK POLİTİKALARA KURBAN EDİLEMEZ!”
Milletvekili İlhan, son olarak TSK'nın yapısındaki işleyişlerin planlamadan uzak hesapsız politikalarla değiştirilemeyeceğinin ve askeri eğitim sistemine dışarıdan göreve getirilen sivil yöneticilerin hiçbir katkı sunamayacağının altını çizdi ve şu sözlerle konuşmasını noktaladı:
“Saygıdeğer milletvekilleri, Millî savunma alanında nitelikli insan gücü yetiştirmenin hayati derecede önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. 15 Temmuz sonrası sanki suç askeri eğitim sistemindeymiş gibi plansız ve hızlıca yapılan olağanüstü değişiklikler, kapatılan askeri okullar; Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki eğitim, disiplin ve liyakat ilkelerini sarsmış, asırlık kurumsal kültüre zarar vermiştir. Askeri okulların kuvvet komutanlıklarıyla hiyerarşik bağlarının direkt olarak yeniden kurulması ve eğitimin, çağın gerekleri ile askeri disiplin temelinde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Çünkü sivil bir rektör tarafından yönetilen askeri eğitim sisteminde; Türk ordusuna özgü disiplin ve kurumsal gelenekler ikinci planda kalmış ve günümüz dünyasında hızla değişmekte olan askeri stratejiler, harekât konseptleri ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda eğitim müfredatlarının güncellenmesinde önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Bunları ifade ederken TSK’nın olmazsa olmazı Askerî sağlık sistemini de konuşmamız gerekiyor. Bakınız, önceden GATA en gelişmiş eğitim ve tedavi merkezi idi. Bünyesinde eğitim okulları ve üniversite hastanesi düzeyinde de iki eğitim ve araştırma hastanesi vardı. Deniz ve hava kuvvetlerinin özelliklerine göre uzmanlaşmış deniz ve hava hastaneleri de vardı. Bu noktada iktidar şunu bilmelidir ki; askeri sağlık sisteminin yeniden tesisi bir zorunluluktur diyor, teşekkür ediyorum."