Haçlı seferleri Islâm düsmanı papaların Kudüs'ü müslümanların hakimiyetinden kurtarmak ve müslümanları yok etmek gayesiyle baslattıkları seferlerdir.
İslâmiyetin hristiyanligin aksine büyük bir süratle yayılması, müslümanlarin Suriye, Filistin ve Anadolu'ya hakim olarak Iznik'in baskent oldugu yeni bir devleti kurmaları hristiyan aleminin dini lideri papayı ve hristiyanligin hâmîsi olarak kabul edilen Bizans Imparatorunu ciddi bir sekilde endiselendiriyordu.
Bu yüzden hem Islâmiyetin yayılışını durdurmak hem de sosyal ve ekonomik sıkıntı içinde olan Avrupa'yı kurtarmak için Batı Avrupa'da Vatikan kilisesinin önderliginde yogun bir faaliyet baslatıldı.
Papa II. Urbanus Hz. Isa'nin dogum yeri olan Kudüs'ün ve kutsal saydıkları makamların müslümanlar tarafından kirletildigini , Kudüs'e giden hristiyan hacı adaylarına zulüm ve iskence yapıldığını öne sürerek böyle mukaddes bir beldenin müslümanların baskısından kurtarılması için bütün hristiyanların canla basla seferber olmaları gerektigini söyleyerek halkı sefere katılmaları için tahrik ediyordu.
Halbuki uzun süredir bu kutsal topraklar hıristiyan hacı adayları tarafından ziyaret ediliyor, bu konuda onlara engel olunmak söyle dursun yardım bile ediliyordu.
Filistin'de kendilerine ayrılmış hastaneleri, kilise ve manastırları hatta kütüphaneleri bile vardı.
Diğer yandan Avrupa'da halkın içine düsmüs oldugu ekonomik kriz ve sıkıntıdan da ancak dogunun baharat yollarının ele geçirilmesiyle kurtulabilecegi söylenerek halkı bu sefere katılmaya tesvik ediliyordu.
Bütün bu gayelerin gerçeklesmesi de ancak hristiyan aleminin tek vücut halinde hareket etmesiyle mümkün olabilirdi.
Yapılan bu seferlerle birlikte Asya Afrika ve daha sonraları Amerika kıtasının keşfi ile birlikte buraların yer altı ve üstündeki değerli madenlerini yiyeceklerini gemilerle Avrupa'ya taşınmış, buralarda yaşayan özellikle Afrika kıtasının halkını köle olarak götürülüp kullanılmış toprakları sömürge olarak alınmıştı ama ne hikmetse kimsenin çıtı çıkmamıştı derler ya alan memnun satan memnun.
Bu sömürgeci aç gözlü Avrupalılara sadece islam ve Türk devletleri karşı durmuş önlerine adeta sed çekmişlerdir.
Geçmişten günümüze yaşanan tüm önemli savaşların, toplumsal olayların asıl sebebi dinler savaşıdır.
Özellikle İslamiyet ve Hristiyanlık arasındaki sürtüşme, yani dinler arası savaş , tüm savaşların asıl sebebi olmuştur diyebiliriz.
İncelersek, geçmişten günümüze özellikle İslamiyet döneminde, Hristiyanların, İslamiyetin yayılmasını önlemek için yoğun savaşlar ve entrikalar verdiği görülmektedir.
Yükselen Türk ve İslam Devletleri sayesinde , İslamiyet tüm Dünya 'ya yayılmaya başlamış , korkuya kapılan Hristiyanlar tarafından , Haçlı seferleri başlatılarak, gaddarca ve barbarca İslam ülkeleri üzerine yürümüşlerdir.
Ancak her dönemde Türk Devletlerinin duruşu ve kararlılığı sayesinde, uzun yıllar İslam ülkeleri birlik ve beraberlik içerisinde huzurlu bir şekilde yaşamış , ardından ortaya çıkan Yahudilik ve Siyonizm nedeniyle içten içe din Savaşlarına gidilmiştir.
Dünya 'ya baktığımızda son zamanlarda, Hristiyanların ve Yahudilerin, Siyonizm adı altında adeta birleşerek Mazlum İslam aleminin üzerine çökmüştür.
Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Avrupa ilk defa birbirine düşmüş ayrılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ve yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasının ardından, İslamiyet üzerine daha yoğun baskılar yapılmış , ancak Türkiye Cumhuriyetinin içerideki hain ve alçaklara rağmen dik duruşu sayesinde baskılara boyun eğililmemiştir.
Ardından gelen ikinci dünya savaşının sonunda yerine iyice yerleşen İsrail devleti günümüzün haçlı seferlerinin çıkış notası olmuştur ancak Avrupalı akıllanmış savaşa kendisi değil sömürge olarak kullandıkları yerlerin halkını götürüp çıkardıkları savaşlarda bu halkları kullanmışlardır .
Çanakkale'de anzakları ve Hintlileri KUT'ÜL Amare De yine Hint ve Afrika halkını kullanmışlardır.
Günümüze Gelecek olursak, Türkiye ve Orta-doğu üzerine kurulan tezgahların Kaynağına indiğimizde ise asıl amacın " İslamiyeti Bozguna uğratmak , Hristiyanlığın yayılması ve büyük İsrail devletinin kurulması projesi" nin yattığını yani din savaşlarının temelinin oluştuğu rahatlıkla görülmektedir.
Dünya 'da, meydana gelen uluslararası her çatışmada bunun örneğini görmekteyiz. Bir dönem komünizm ile mücadele eden Hristiyan Dünyası, bu sebebi ortadan kaldırmasının ardından, yani Komünizmin bitmesi ile kendine yeni bir düşman aramış, İslam dünyasını düşman edinmekten gecikmemiştir. İslamofobi diye adlandırdığımız bir korku uyduran batı Dünyası, bu yeni akımı vatandaşlarının bilinçaltına işlemiş, ardından Orta-doğu ve ülkemizde yaptığı oyunları meşru göstermeye çalışmıştır.
Özellikte ülkemizi tehdit eden PKK ve IŞİD terör örgütleri, bu din Savaşlarının sonucudur.
Bu iki terör belası da büyük İsrail ve Yahudilik Siyonizm adına taşeronluk yapmaktadır.
Özellikle IŞİD ve El Kaide Terör örgütlerini örnek göstererek İslam dinimizi kötüleyen sözler nedeniyle, batı kendi amaçları uğruna hiç kimseye acımamaktadır.
Bu son dönemde, açık olarak görünmektedir ki PKK, hiçbir şekilde Kürt Vatandaşlarımızın temsilcisi olmayıp, Ermenilerin ve İsrail'in emellerini gerçekleştirmek için kullanılan, hain bir taşerondur.
Vakit birliktelik vakti el ele verip destek zamanıdır , şunu kimse unutmasın bu topraklar bizim kaderimizdir , bu topraklar bizimdir bizim kalacaktır.
Yüce Allah yar ve yardımcımız olsun.
Ata sözümüzün dediği gibi su uyur düşman uyumaz …