Davut doktorlardan genel bir bilgi aldı. Doktorlardan birisi daha önce buna benzer bir rahatsızlığının olup olmadığını sordular. Böyle bir durumla karşılaşmadıklarını ya da yakında beraber olup bilgi sahibi olmadıklarını söyledi. Dışarıda beklemelerini kendilerinin her şeyden haberdar edileceğini, Kasım dedenin kalp damarlarının bir çoğunun tıkalı olduğunu ve hemen anjiyo alınacağını söylediler. Davut ve Hasan dışarıda çaresiz sonucu beklemeye başladılar. Kasım Dede, Davut evlat üzülmeyin. Geldik elbette zamanı gelince döneceğiz. Siz benim için elinizden ne gelirse yaptınız. Rabbim sizleri bana evlatlarıma karşılık olarak verdi. Ben ölürsem vasiyetimdekileri yerine getir zaten varım sensin. Tarlalarımın gelirini kimsesiz ve yetimler için gelirini bağışlayın sen bildiğin gibi yap. Evlat dönemez isek hakkınızı helal edin. Ben sizden razıyım rabbimde sizlerden razı olur inşallah. Beni merak etmeyin inşallah hakkımızda hayırlı olanı rabbim verir..
Allaha şükür beni tabiblerimize teslim ettiniz. Bundan sonraki iş onlara kalmış. Hadi Allaha ısmarladık dedi. Kasım Dede’yi hemen sedye ile alıp üst kata çıkardılar. Hasan ve Davut da bekleme odasına çekildiler
Gülfidan hanım ayrılırken bizi merakta bırakmayın haberdar edin demişti. Davut hemen bir telefon kulübesinden telefon ederek annesine telefon ederek durumu bildirdi. Annesi üzüldü ise de belli etmeden inşallah rabbim şifasını verir oğul siz elinizden geleni yapın hadi Allaha emanet olun dedi. Kasım dede hemen anjuya alınmış aradan bir hayli zaman geçmiş. Bir haber gelmiyordu.
Nihayet bir doktor göründü. Hemen Kasım Aydın yakını kim diye sordu. Davut hemen kalkarak benim dedi. Doktur siz neyi olursunuz diye sordu. Kasım kısaca durumu anlattı. Kimsesinin olmadığını. Kendilerini baktığını, doktor bakın kardeşim üç tanesini biz açtık ama kalbe en yakin damarını biz açamıyoruz. Bizim burda bu damarı açacak bir cihazımız yok. Acilen daha büyük yere sevk edeceğiz. Biz yer arıyoruz. Yanında biriniz gidebilirsiniz ona göre hazır olun dedi. Davut tamam hocam dedi.
Hasana dönerek hasan ben Kasım Dedenin yanında giderim sende arabamızla çiftliğe dönersin ben size oradan durumu bildiririm. Lazım olursanız sizi çağırırım dedi.
Kayseri Erciyes hastanesinde hemen yer bulunmuş. Ambulansla sevki yapılmış. Davut da ambulansta hareket ettiler. Hasan çiftliğe gitti. Çiftliktekiler merakla bekliyorlardı. Hasan enine boyuna anlattı. Hepsi üzülmüştü. Halil dede çiftlikte saygınlığı olan herkesin yanında sayılan, sevilen biri olmuştu. Halil dedenin gelmesini dört gözle bekliyorlar. Aksi bir durum sanki hiç kimse beklemiyordu.
Gülfidan hanım hasandan gerekli bilgileri almış. Kasım dedenin evinde genel bir temizlik yapılmasını istemiş.
Evde genel bir temizlik, Kasım dede saban gelecek gibi bir beklenti içinde. Bir taraftan da çiftlik işleri ile meşgul olunuyor, saman, buğday , arpa işleri devam edip gidiyor.
Gülfidan hanim evde çocuklarla ilgileniyor gelini Zeynep, çiftlik işleri ile ilgileniyor. Kadınlara yapacakları işleri ile bilgiler veriyor. Bağ bahçe işlerinde yardımcı oluyor. İşler tıkır tıkır gidiyordu.
Çocuklarda okul için hazırlıklarına başlamış. Okul telaşı başlamış. Kasım Dede’nin rahatsızlığı olmasa şehre gidilip ev işlerine bakılacak, artık okul kayıt işleri ile ilgilenecekti.
Çiftlikte bulunan mandıralar hayvan damlarının bakımları yapılıyor. Çobanlar hayvanları otlatıyor. Çiftlikteki rütun işler devam ediyordu. Yine Gülfidan Hanım evde otururken telefon çaldı.
Hemen telefonu kaldırdı.
Karşıdan bir ses alo buyurun dedi Gülfidan Hanım
-Anne sen misin benim oğlum .
-Hastamız nasıl oğlum
-Annem Kasım Dedeyi hemen ameliyata aldılar. Yalnız doktorlar pek iç açıcı bir şey söylemediler. Yakını ben olduğum için. Beni çağırarak her şeye hazırlıklı olmamamızı söylediler.
-Anne Allahtan ümit kesilmez ama gene de dua edelim. Sizlerde her şeye karşı hazırlıklı olun. Rabbimden ümit kesilmez. Görelim mevlam ne eyler ne eylerse güzel eyler.
(Devam Edecek)