GÖRKEMLİ SÜSLÜ CAMİLERİN İÇİ BOŞ 

Camii minareleri gökdelenler gibi yüksek ama ezan okumak için Bilal Habeşilerden haber yoktur. 

Medine’deki Hurma ağaçlarından on adet sütun üzerinde oluşan Peygamber’in (s.a.v) sade mescidi, Bilal Habeşi’nin sıcak sesiyle okunan ezan dünyayı titretiyordu.

Ama günümüzde (Suudi hanedanlığının hâkim olduğu) Mekke ve Medine’nin yüksek minaresinden okunan ezanlar maalesef hiçbir yeri titretmiyor. 

Bugün İslam topraklarında okunan ezanlar kimseyi titretmiyor vakti belirliyor. 

Camiler içi beş yıldızlı fakat cemaattin içi paslı. 

Camiler görsel gösterişli içi süslü Cemaati şuursuz. 

Camilerdeki Dünyevi süslenmeler baş alıp giderken, maneviyattı alıp götürüyor. 

Camilerin gösteriliği ve güzelliği cemaati gevşetiyor.

Bugün camiler ihtişamlı içi boş.

Camile süslü turistik amaçlı olmuş.

Dünyada Mescitlerin içi süslü dışı görkemli cemaati şuursuz.

Bugün ülkenin her yerinde camiler yapılıyor çok şatafatlı namaza gelen cemaatte İslam şuuru değil camilerin yapısına ve için hayran kalıyor.

İlimizde adını vermek istemediğim bir cami içi süslü, çayırlı, ağaçlı insanlar süsüne içinin resmine geliyor.

Yıllar öncesinde Müslümanlar camiye kardeş olmaya giderlerdi.

İlim öğrenmeye, cemaat olmaya, cemaat şuurunu havasını koklamaya saflara koşarlarmış.

Günümüzde Camiye gidendeler de ne cemaat havası ve bilinci var nede ibadet bilinci.

Camilerin için süslendi ama cemaatin içi boşaltıldı.

İlk Peygamber mescit yapıldığında süs ve ihtişamdan uzak, duvarı kerpiç, zemini toprak, tavanı ise hurma yapraklarıyla örtülüymüş.

Müslümanların ilk bina, ilk mescitleriydi.

Taş temel üzerine tek sıra pişirilmemiş kerpiçten yapılıymış. 

Mescit-i Nebevî, İslam Tarihi’nde İslam Devleti’nin kurulduğu ve yönetildiği  merkezdi. 

İslam kültür ve medeniyetinin ilk tohumları burada atılmış ve yine buradan yayılmaya başlamıştı. 

Bugünkü gibi camilerin içi, dallı ağaçlı, çayırlı, ormanlı değildi.

İman ve Amel ‘den lezzet alamayanlar, Lezzet ihtiyaçlarını gidermek için çareler arıyorlar demek ki..

Kuran merkezli İslam’dan uzaklaştıkça Sade mescitler Bizans krallarının sarayları gibi gösterişli olmuş durumda.

Hayatımızın içerisindeki Görkemli camilerin cemaatinde cemaat şuuru yok olmuş.

Camilerin birleştiriciliği içi gibi cemaatinde süslemedi.

Camilerin gösterişi acaba hak yolunda yükselişe doğrumu gidiyoruz? 

Yoksa batıl yolunda çöküşe mi? 

Sadece ibadet etmek için gittiğimiz yerler olmaktan çıkıp birçok meselede yolumuzun geçtiği yerler olsalar keşke.

Müslümanlar Kuran merkezli, peygamber sünnetinde uzaklaştıkça gösterişe kayıyor.

Bugün dünyada Kuran bozulmadan yaşıyor, fakat Müslümanlar Kuran’ın emrine göre yaşamıyorlar.

Kuran ayetlerini günde beş vakit camilerde okuyanlar ayetlerin özünden habersiz camileri dolduruyorlar. 

Bugün gösterişli yapılar içi renk renk süslü camiler ise turist çekmeye yarar ancak.

(Şahsi görüşüm Müslüman olmayanların ibadet ettiğimiz yerlere girmesini çok uygun bulmuyorum.) 

Keşke ibadethanelerimiz Peygamber Efendimiz ‘in ve ilk dört halifelerin zamanında olduğu gibi olsa ve aynı işlevleri görse diyorum.