Bu şehre ilk geldiğimde sene 2012'ydi.Ben, o zamanlar şehrin gül kokularını rüzgar estikçe gezdiğim her caddede ve sokakta duyumsamıştım.
Sene 2022 ve ben artık bu şehirde yaşayan biri olarak söylemeliyim ki o zaman bu şehrin manevi gül kokularını alamamışım.Yaşadıkça,okudukça,araştırdıkça,öğrendikçe ne büyük bir mirasın üzerinde gezindiğimi,yaşadığımı anladım.
Kırşehir'i,Ahi Evran’ı, Hacı Bektaş Veli’ye,Tapduk Emre'yi,Yunus Emre'yi,Süleyman Türkmani'yi,Aşık Paşayı,Gülşehri'yi ve daha birçok gönül ve ilim dostunu bu şehrin leylak,iğde, lavanta,ıhlamur kokuları arasında tüm benliğimde hissettim.
Kırşehir'i, tarihini,Ahi Evran'ı okudukça ne kadar büyük bir hazine olduğunu anladım.Ahilikle ilgili araştırma yapınca çağlara hükmeden değerler sistemini anlamlandırmaya başladım. Bu düşünce sistemini sadece zanaat olarak görmek ahilik felsefesinin muazzam işleyişini anlamamak olacaktır.Bu heves ve inançla okumalarıma ve araştırmalarıma devam ediyorum.
Sevgili okuyucularım,
Gelin Kırşehir’in, Ahi Evran’ın, Ahilik felsefesinin bizi ve hayatımızı aydınlatma yolculuğuna beraber çıkalım. Sizler de bana eşlik edin. Beraber çoğalalım,büyüyelim,kentin mis kokularına karışalım.
Anadolu’dan,kültür ögelerimizden,unutulan değerlerimizden,anılarımızdan,dünümüzden, bugünümüzden bahsedelim.
“Tarih sayfasındaki her büyük ve üstün hareket heyecanın bir zaferidir.”sözünden hareketle ilk heyecanımın gücüyle gönülden gönüllerinize akmaya başlayacağım.Bu serüvenimde benim yanımda olacağınızı umut ediyorum.İlk yazımın şevk ve heyecanıyla saygılar sunuyorum.