GERÇEKTEN ALLAH CC VAR

Zamanında Sultanahmet meydanında Allah'ın veli bir kulu varmış, gelen gidenin kolundan tutup: "ALLAH VAR, ALLAH VAR!!!" diye insanları silkeliyormuş.

Tabii insanlar buna deli muamelesi yapıyor, pek ciddiye almıyorlar.

Ben de 10 yıllık imamım, bu zattan haberim yok ve Sultan Ahmet ziyareti çıkışında baktım benim de kolumdan tutup "ALLAH VAR,

ALLAH VAR" diye bedenimi silkeledi...

Ben de, meczuptur, deyip elimle adamın sırtını sıvazlayarak: "Elbette ki Allah var kardeşim, hiç olmaz mı" diye tasdik ettim.

Adam tekrar eti: "AMA GERÇEKTEN ALLAH VAR!"

Ben bu sefer daha sıcak bir karşılık ile: "Evet, gerçekten Allah var" dedim.

Ama bu mübarek adam, yüzüme bakıp bu sefer bedenimi değil adeta ruhumu silkelercesine: "HAYIR, HAYIR. ÖYLE BÖYLE DEĞİL. SANDIĞINIZ GİBİ HİÇ DEĞİL. GERÇEKTEN DE ALLAH VAR!!!" dedi.

Ben hala meczupluğuna bağlayıp kırmadan cevap vermeye çalışırken birden vicdanım irkiliverdi.

Ne demekti:

"ÖYLE BÖYLE DEĞİL" ne demekti: "SANDIĞIMIZ GİBİ DEĞİL"

Biz Allahı nasıl biliyorduk ki; bu zat bilmediğimizden bu kadar emin bir şekilde bizi ikaz ediyordu.

Ben bir İmamım ben bilmezsen kim bilecekti, Allahın var olduğunu.

Ama bir tuhaflık vardı bu uyarıda, bu meczubun bu söylemi yabana atılacak cinsten değildi,

bu mübarek zat öyle laf olsun diye değil, yürekten ikaz ediyordu beni.

Yoksa, yoksa gerçekten de Allah'ın varlığının farkında değiliydim ???

Bu mübarek adam ruhumu öyle bir silkelemişti ki, on yıllık bir imam olduğum halde gerçekten de Allah'ın varlığını tam idrak edemediğimi fark ettim.

Olduğum yere yığıldım,

bu zat kolumdan tutup beni bir kenara çekti.

Ben ağladım o benimle ağladı, ben sustum o benimle sustu.

İki saat sonra ancak kendime gelebildim ve o zat yüzüme öyle bir sevgi ile baktı ki, gayriihtiyarî elini öpmeye giriştim ama o bana sarıldı.

Ve "ELHAMDULİLLAH, BİR İNANAN KARDEŞİMİ DAHA BULDUM" dedi.

Ve ardından "ŞİMDİ VAR GİT, MÜSLÜMANLARA ALLAHIN GERÇEKTEN VAR OLDUĞUNU ANLAT, AMA HABERİN OLSUN. ÇOK ZORDUR, MÜSLÜMANLARA ALLAH'IN VAR OLDUĞUNU ANLATMAK" dedi ve ayrıldık...

O gündür bugündür Aslında Allah varmış gibi inanan ama yokmuş gibi yaşayan insanların kolundan tutup silkeleyerek "ALLAH VAR, ALLAH VAR. ÖYLE BÖYLE DEĞİL, SANDIĞINIZ GİBİ HİÇ DEĞİL, GERÇEKTEN DE ALLAH VAR!!!"

Diye bağırasım gelir...

....

Evet, değerli dost ve takipçilerim!

Bu hocamın bu hadiseyi bana anlatalı uzun yıllar oldu ama bendeki etkisi hala taptaze.

Çarşı pazarlarımıza baktığımda ben de aynen o meczup gibi kollarınızdan tutup: "ALLAH VAR, ALLAH VAR. ÖYLE BÖYLE DEĞİL, SANDIĞINIZ GİBİ HİÇ DEĞİL, GERÇEKTEN DE ALLAH VAR!!!" diyesim gelir...

Çünkü Lafa gelince hepimiz Allah'a inandığımızı ve sadece Allah'a taptığımızı iddia ederiz ama yaşantımıza, geçirdiğimiz zamana, hal ve hareketlerimize, evlerimize, ailemize, çocuklarımıza ve hatta ticaretimize ve işlerimize dahi bakabilirsek.

Vicdanımız ile adam akıllı bir nefis muhasebemizi yapabilirsek. Maalesef Allah'tan önce başka bir sürü şeye taptığımızı ve Allah'ın varlığına gerçek manada idrak edemediğimizi de derin bir üzüntü ve pişmanlık ile fark edeceğiz maalesef.

Elbette ki, derin bir bakış ve tefekkür ile bu muhasebeyi yapmalıyız.

Yoksa öyle laf olsun diye kendimizi muhasebe etsek bile içinde bulunduğumuz bu acı gerçekleri göremeyiz...

Nitekim 10 yıllık hocamız bile kolundan iki defa silkelenerek ikaz edilmiş ama üçüncüsünde ancak vicdanı uyanabilmiştir.

Şimdi kimse bizim kolumuzdan tutup bizi silkelemeden biz kendi başımıza bu derin gafletten nasıl uyanabiliriz ki, biz kendi kendimizi tam bir muhasebe ile silkelemeden?...

Dahası o meczup zatı eskilerin hepsi bilir, o zat günde en az yüz kişinin kolundan tutmuştur ama neredeyse hepsi o zata deli muamelesi yapmıştır.

Yani demem o ki; öyle laf olsun diye değil, Gerçekten ALLAH VARMIŞ gibi bir muhasebemizi yapamazsak…

Bu gaflet uykusundan gerçek mânâda asla uyanamaz ve gerçekten Allah'ın varlığını idrak edemeyiz!

Zaten Rabbimiz de bizi açıkça ikaz etmektedir:

"De ki: Hayır, siz iman etmediniz; ancak 'Müslüman olduk' deyiniz. İman henüz kalplerinize girmiş değildir."

(Hucurat 14)

Ayrıca Nisa 136. Ayeti üzerine de çok derin tefekkür etmek icab eder: "EY İMAN EDENLER! İMAN EDİNİZ."

Cenabı Allah'ın bizleri gerçekten varlığından haberdar olan kullarından eylemesi duası ile...