Bugünkü köşe yazımızda Google üzerinden en çok araştırılan ve okuna bir konuyu ele aldık. Bu konu toplumumuzda gün geçtikçe artıyor ve bu şekilde devam ederse artmaya da devam edecek. Artık evlilikler eskiden olduğu gibi 15/20 yıl sürmeyecek.
Kış aylarının bir başlangıcında, kazak almak üzere bir mağazaya giren bir kişi, yanında yaşanan bir olaya tanık olur. Bir kadın, eşinin desteğini beklerken aldığı olumsuz ve yıkıcı yanıt karşısında derinden etkilenir. Bir başka hikayede ise, bir erkek eşinin sürekli eleştirileri ve kıyaslamaları karşısında yıpranır. Bu iki öykü, evliliklerde iletişimsizliğin ve gerçekçi olmayan beklentilerin yol açtığı sorunları gözler önüne seriyor.
OLUMSUZ İLETİŞİMİN YIKICI ETKİLERİ
Bir mağazada yaşanan ve bir kadının özgüvenini derinden sarsan olay, evliliklerde olumsuz iletişimin ne denli yıkıcı olabileceğinin canlı bir örneğidir. Partnerlerden birinin, diğerini küçümseyen ve aşağılayan yorumları, ilişkide derin yaralar açabilir. "Ne fark eder ikisi de yakışmayacak sana" cümlesi, bir partnerin diğerine verebileceği zararın, sözcüklerin keskinliğiyle nasıl kalıcı olabileceğini gösteriyor. Evliliklerdeki beklenti yönetimi, sıklıkla gerçekçi olmayan arzular ve ironik durumlarla doludur. Adriana Lima veya Vehbi Koç gibi idealize edilen figürlerle kıyaslanan eşler, gerçek dışı beklentilerin baskısı altında ezilir. Bu, evliliklerdeki memnuniyetsizliğin ve çatışmaların ana kaynağı haline gelebilir.
Olumlu iletişim ve motivasyon, ilişkilerde büyük bir fark yaratabilir. Eleştirinin yıkıcı etkisi yerine, teşvik edici ve destekleyici bir yaklaşım, bireylerin kendilerini geliştirmelerine ve ilişkilerini güçlendirmelerine olanak tanır. Çocuğun çizdiği resme yapılan olumlu yorumlar gibi, eşler arasında da benzer bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği vurgulanır. "Dağların kırmızı olabileceği hiç aklıma gelmemişti ne güzel hayal gücün var, kalemi şöyle tutsan sanki daha güzel şeyler ortaya çıkacak."
İki öykü aracılığıyla ele alınan evliliklerdeki iletişim sorunları ve beklenti yönetimi, sağlıklı ve mutlu bir evliliğin temellerinin açık iletişim, karşılıklı saygı ve gerçekçi beklentiler üzerine kurulması gerektiğini ortaya koyuyor. Gönül dilinin öneminin vurgulandığı bu hikayeler, eşlerin birbirlerine karşı daha anlayışlı ve destekleyici olmalarının önemini hatırlatıyor.