Çoğumuzunda aklına mutlaka gelir. Emekli olunca ne yapalım ? Kimimiz kendimize bir hobi buluruz/ ediniriz. Örneğin bahçe ve bahçe işleri. Orada bir şeyler üreterek mutlu oluruz. Kimimiz sosyal ve kültürel etkinliklere katılır kendimizi mutlu kılarız. Aslında buna benzer aktiviteleri çoğaltabiliriz. Önemli olan günümüzü hatta yapacağımızı anlamlı bir şekilde idare etmeyi programlarız. Ama benim üç yıla yakın bir zamandır gözlemlediğim çok ama çok üzüldüğüm memleketimizde toplumun büyük bir emekli kesimi, özellikle biraz acı ama gerçek emekli öğretmenlerin günlerini hep aynı monoton bir yapım içinde geçmeleridir. Her gün sabah kalkıp bir an evvel bir yerlere yetişecek gibi evde bir bardak çayı aceleyle içip, hatta terör estirerek ya bir kahveye yada bir lokallere gitmelere değerli eğitimci ve saygı duyduğum birkaç öğretmen emeklisi eğitimde yüksek kademelerde görevlerini icra etmiş saygı değer abilerinden edindiğim ön bilgilere göre ful dolu öğretmen evinde bu büyük kitle sabatdan akşama kadar kuru sandalyenin üstünde en az 6 8 saat oyunşar oynuyarak geçirmektedir. Akşam eve giderken ekmeği çoğu zamanda unutmaktalarmış Oysaki çoğu zamanda evde yapılıcak okadar görev var ki ;öğrenğin torunlarını okula götürüp getirilmesi gibi. Sadece bu mu? Elbette hayır atıyorum ebelerin üstünde torun bakımı vesaire bu görevi paylaşmak kadar dedelere bulunmaz bir mutluluk fırsatı. Ne yazık ki, bundan mahrum olduğumuzun farkında değiliz. 43 yıl Hollanda ‘da ikamet ettim iş hayatımın son 12 yılını sosyal ve kültürel faaliyetler organize ettim. Özellikle yaşlılara yönelik thema toplantıları vesaire ; yaşadığım toplumda yaşlılar(Hollandalı yaşlılar) en basiti yaya geçitinde yayalara yardımcı olmaktadırlar. Okul önlerinde öğrencilerin yaya geçitlerini refakat etmekteler. Semt evlerinde tema toplantılarına iştirak etmekteler. Halk sağlığı, ruh sağlığı hakkında uzman olan erfarmasyon alıp bilgi dağarcıklarını genişletirler. Yaşlıların unutkanlıkla, demansla ve alzheimer hakkında bilgi edinmesi ve bunlara hazırlıklı olmasına kadar önemli bir şey var mıdır? Prostat başlı başlına bu kesimin en önemli şikayetlerindedir. Evde bakım vesaire şartlar gereği faydalanacak kurum ve kuruluşlar. Gelelim asıl sözünü edeceğim eğitimci ve yıllarını bu toplumun geleceğine harcamış okul¬- veli – aile üçgeninde önemli rol oynamış emekli öğretmenlere ılımlı bir mesaj vermeyi affınıza sığınarak şahsen bir görev bildirmekteyim. Öğretmen evinde geçireceğimiz saatlerimizin ,günlerimizin bir bölümünü yine çocuklarımıza ve velilerimize ayıralım. Çocuklara yönelik faaliyetlerde yardımcı olmayı , velilere yönelik tasarlama faaliyetlere ilişkin kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak bilgilendirme toplantıları düşünülebilir. Emeklilik demek: alakarta ıskarta değil. Bu kadar bilgi sahibi ,donanımlı büyük bir kitle bu birikimlerini aktarmıyor veya bir bir başka deyimle aktarmıyorsa bu bir manevi açıdan bakınca suçtur, mesuliyettir. Mesuliyeti yerine getirmemekle suç sayılır. Efendim ben bu sözü uzatmadan ilgili kurum ve kuruluşlara topu yuvarlıyorum. Örneğin MEM il müdürlüğü bu eğitimciler camiasının nerede ve nasıl günlerini idame ettiklerini biliyor ve görmekteler. Aile ve sosyal hizmetler buna keza sözü edilen kurumlar önce bir istişare edip etüt çalışmaları başlatabilirler. Gönüllüler grubu seleksiyonu oluşturabilirler. Affınıza sığınarak böyle bir sözler adına yapmayı şahsım adına görev bildim. Sevgi ve saygılarımla