1914-1934 döneminde Amerika’daki özel mülkiyete ait altın önce bankalara sonra merkez bankalarına en sonunda da hazineye aktarıldı.
İkinci dünya savaşı süresince en büyük altın tüccarı İsviçre’nin Basel kentinde bulunan ve Nazi soykırımı kurbanlarının altınları dahil pek çok altın işine imza atan Uluslar arası takas bankasıdır.(BIS).BIS’ın soykırım kurbanlarının altınlar üzerinde yaptığı ticaret sayesinde Nazi rejimi daha fazla Amerikalı ve müttefik askeri öldürmüştür. Savaş süresince BIS’in başında bir Amerikalı olan Tomas McKittrick vardır. BIS bugün hala devletler ve büyük bankalar arası altın ticareti işlemlerinde en büyük tüccar konumundadır.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda altın para olarak dolaşımdan kalkmıştır. Temmuz 1944’teki Bretton Woods Anlaşması vatandaşlar için olmasa bile ülkeler için altın standardını tekrar işleme koymuştur. Bu Anlaşmaya taraf olan 44 ülkenin parası Amerikan Dolarına sabit kurdan bağlanırken, Amerikan doları 1 ons altına 1/35 oranından sabitlenmiştir.Amerika’ya ihracat yapan ülkeler kazandıkları doları altına çevirmektedirler. Ancak çoğunlukla ihracatçıların kazandıkları altınlar Manhattan Liberty Street adresinde bulunan NewYork Federal Rezerv Bankası’nda muhafaza edilmektedir. Örneğin altın mülkiyeti Amerikalılardan Japon üreticiler e geçse bile fiziksel olarak altın Amerika’yı terk etmemektedir.
1968 yılına gelindiğinde Bretten Woods sistemi çökmek üzeredir çünkü altına hücum başlamıştır ve bu sefer zorda olan Fort Knox’ta bulunan külçe altın deposudur. Bu tarihte İsviçre de İspanya ve Fransa gibi Amerika’dan sahibi olduğu altınları fiziksel olarak teslim etmesini talep etmektedir.Nixon Amerika’nın elinde kalan fiziksel altın stokunu korumak için altın bürosunu kapatır.
Bretton Woods sisteminin çöküşü Universty Of Chicago’dan ekonomist Milton FRİEDMAN’ın etkisiyle hızlanır. Friedman’ın akademik araştırmaları ve para teorisi çok etkileyicidir ve ona 1976 yılında ekonomi dalında Nobel ödülü kazandırmıştır.
Ancak Friedman’ın varsayımları hatalıdır ve yaptığı para politikası tavsiyeleri yanlış çıkmıştır.
Önümüzdeki küresel krizde yeni dünya parası ortaya çıkacaktır. Elitlerin planı 1922,1944 ve 1974’te olduğu gibi uluslar arası para siteminin kurallarını yeniden yazmaktır ve bu iş için seçilen araç altın veya dolar değil SDR’lerdir.
SDR IMF’ın 1969 yılında Amerikan dolarına olan güven kaybını durdurmak için ortaya çıkardığı bir araçtır. SDR, Özel çekme hakları demek olup İngilizce: Special Drawing Rights kelimelerinin kısaltılmasından oluşmaktadır. O zamanlar ihracat gelirlerini dolar cinsinden kazanan ülkeler dolarlarını altın karşılığı bozdurmaktadırlar. Ancak altının onsunun 35 dolardan sabitlendiği bir sistemde uluslar arası ticareti döndürecek kadar altın yoktur. Bu soruna altın kıtlığını göz ardı etmek, altına değer kazandırmak veya tamamen devre dışı bırakmak gibi üç çözüm bulunmaktadır. O zamanlar bu çözümlerin her birinin büyük ekonomiye sahip ülkeler için mahsurları vardır. Dolaysıyla dördüncü çözüm olarak SDR yaratılır Buradaki amaç dolar ve altın olmayan melez bir rezerv varlık yaratmaktır. SDR’ler derhal dolardaki, sıkışıklığı ve altındaki arz sıkıntısını gidermişlerdir. SDR sabit miktar altına bağlı İMF kaynaklarına dayandırılan bir kağıttır ve bu nedenle baştan itibaren SDR’ye “Kağıt Altın” ismi verilmiştir.
1973’te SDR’lerin altınla bağlantısı koparılır. Artık SDR’ler IMF tarafından basılan kağıt paralardır. Buna rağmen SDR’ler hala varlıklarını sürdürebilmişlerdir.SDR’lerin arkasında gerçek para yoktur. SDR’ler IMF yönetim kurulunun kararlarına uygun olarak IMF tarafından istenildiğinde basılan kağıtlardır.