DOST SANDIKLARINIZ 

Seçimler geliyor.

Seçilmek isteyenler geziyor.

Bazı aday adaylarına bakıyorum.

Gerçekten aday mı, yoksa benimde bu seçimde tuzum olsun diyenlerden mi diyorum.

Birçokları da bazılarının gazına geliyor.

Sen şöylesin, sen böylesin, sen başkalığa yakışırsın cinsindeler.

Etrafını örmüşler bu göreve en laiksin diyenler.

Gerçekten öğle mi?

Ama bazı insanlar özelliklede bazı insanlar kendilerine söylenen süslü ve çarpıtılmış yalanlara gerçeklermiş gibi kolayca inandırılıyor.

Yahu ben neymişim de haberim yokmuş edasına kapılıyorlar.

Başkanım diyenlere güveniyorlar.

Bilmiyor ki bunların ağzı başka diyor kalpleri başka planlar kuruyor.

Ağızlarında çıkan sözlerle kalpleri aynı durmuyor.

Ve kolayca kandırılan böyle insanlar maddi manevi istismara uğramalarına rağmen gerçek dışı yalan söyleyenlerin etkisinde kalmaya devam ediyorlar.

Makam aşkı içinde dürtüyor gaz verenlerin sözleri hoşunda gitmiyor değil.

Şeytan kalbe girmeye görsün gözleri köreltiyor kulakları işittirmiyor doğru söz söyleyenleri dinletmiyor.

Etrafına saran şeytanın dostları olduğunu bilmiyor.

Bütün bu yalanları görüp bu durumdaki insanları uyarmaya çalışanlar ise pembe yalanlara karşı haksız duruma bile düşebiliyorlar.

Dostça söyleyenler itibar görmüyor.

Bunu görenler gerçekleri söylemekten çekinir hale gelebiliyorlar.

Çünkü gerçekleri söyleyerek hem zarar görmesini istemedikleri insanlar tarafından anlaşılmamaları söz konusu olabiliyor, hatta pembe yalanlarla gerçek dışı söylemde bulunup kendilerini maddi manevi istismar edenlerin bu oyunlarının farkına varmadan mukayese edebiliyorlar.

Ayrıca da zarar görmemeleri için uyarılan insanlar gerçeklerin farkına varmaları için uyarıldıklarını gerçek dışı yalan söyleyenlere bunu anlatarak hakikati söyleyenler hedef haline de getiriliyor.

Yani gerçekleri söylemek adeta ateş üzerinde yalınayak yürümek gibidir.

Ateş üzerinde yürürken nasıl ki canımız yanıyorsa gerçekleri söyleyerek maddi manevi istismardan önlemeye çalıştıkları insanlar genellikle de bazı kadınlar tarafından adeta suçlu ilan edilip kendilerine gerçek olmayan gerçek gibi gösterdikleri pembe yalan söyleyenlere inanmaya devam edebiliyorlar.

Ateş üzerinde yürürken nasıl canımızın yanma ihtimali gibi olsa da gerçekleri söylemekten hiç vazgeçmeden devam etmeli.

Çünkü gerçekleri söyleyerek vicdani ve kalbi duyguları hissetmenin yanı sıra gerçekleri söylediklerimizin gözlerinin açılmasına kendisiyle ilgili kararlar alırken daha titiz olmalarına bir nebzede olsa fayda getirecektir.

Gönlünüz gerçeklerle dolsun.

Gerçekleri söylediğiniz için canınız acısa da kalbiniz hep gerçeklerle dolsun.

Gerçekleri söylemekten geri durmayınız.

Gerçek acıda olsa da kabul etmek zorundayız.