DİN SATIYORDA ALANLARA NE DEMELİ

Âlimler meydanlarda olmayınca, cahiller dinimizi anlatıyor.

Teknoloji değişse de, pazarlamacılar aynı.

Bundan elli atmış yıl önce köyde yaşayanlar kendi aralarında para toplayarak ramazan ayı süresince namaz kıldıracak ücretli imamlar tutarlarmış.

İmamı olmayan köylerde Arapçayı okuyanlar ücret karşılığı hocalık yaparlarmış.

Bunları ben biliyorum bizim köye de çevre köylerde Ramazan imamları gelirdi.

Bunlar Arapçayı yüzünde okuyan, namaz kıldırmayı bilen insanlardı.

Çok derin vahyi ve peygamberi ilimleri olmasa da halkı bildirecek kadar dini bilgileri varmış.

Ramazan boyu köylüye teravi namazını kıldırıp bayram namazı da kıldırdıktan sonra ücretini alıp köyden ayrılırlardı.

O yıllarda tuttukları hoca ne kadar ilim sahibiyse köylüde o kadar dindar oluyormuş.

Köylüde araştırma yok imam ne derse dini o zannediyorlarmış.

Gerçi ben bunlara imam demiyorum imam kavramı farklı bir bunlar ücret karşılığı namaz kıldıranlar dersek daha sağlıklı olur.

Günümüzde Kırşehir’de camilerimizde iman dediklerimizde devletin memuru bunlar aslında cami sorumlusu ve namaz kıldırma memurları demeliyiz.

Camide bulunan görevliler imam değil namaz kıldırma memuru. İmam kime denir?

“İmam, kendine uyulan, önder, halife, ordu komutanı, itaat edilen” anlamında kullanılır.

Cami imamı; Camilerde görevli hatip ve namaz kıldıran.

İmam kavramı kuranı kerimde şu anlamlarda kullanılmıştır:

Allah Teâlâ Hz İbrahim'den bahsederken; "Seni insanlara imam (önder) kılacağım" (el-Bakara, 2/124) buyurmuştur imam İbrahim a.s.v gibi olur.

Bugün cami bekçilerinin neresi imam camiyi aç namazı kıl kapıya kilidi vur.

İmam kavramını o karda küçültmüşüz ki namaz kıldıranlara bu kavramı yüklemişiz.

Geçmişte devlet başkanına, halifeye bir toplumun öncüsüne de imam denmiş.

Peygamber efendimiz ve kendisinden sonra gelen Raşit halifeler bu görevi yapmışlardır halkın öderi rehberi olmuşlar.

Gelişi güzel herkes bu görevi yapamaz.

Bugün devletin görevlendirildiği cami sorumluları namaz vaktinde sorumlu olduğu camiyi açıp namaz bitiğinde bir başka vakte kadar boş gezmek.

Bunların görevi sadece halka vakit namazı kıldırmak.

Eskiden Kırşehir’de her camide farklı ezan sesi duyulurdu oda kalktı merkezi oldu.

Yakında namazda merkezi olmazsa şaşmayın.

Ne garip bir ülke olduk Ramazan ayı geldiği zaman televizyon kanaları ve medya Müslüman oluyor.

TV kanların da ve gazete köşelerinde, din pazarlanıyor.

Bunlardan biriside İftar yaklaşırken düzenlenen programlar.

Televizyon kanalarında paracı hocalar ne anlatıyorlar diye dek geldiğimde seyrediyorum.

Gelen soruları, hocaların verdiği cevabı duydukça halkımızın dini konusunda ne kadar cahil olduğunu görüyorsunuz.

Hocaya telefon bağlantılı sorular başlıyor telefon açılır açılmaz Allahın selamı veriliyor.

“Selamünaleyküm hocam, kan vermek, hap kullanmak orucu bozar mı”?

“erkek göğüs kıllarını tıraş ederse günah mıdır?”

– “diş kaplatmak altın diş günah mıdır?”

– “Hocam ben dört evlilik yaptım. İkisi öldü, ikisinden boşandım. Ahirete gidince hangi kocamla buluşurum?”

– “Muskayla tuvalete girmek caiz midir?”

– “Ben evli bir adamla imam nikâhıyla yaşıyorum.

Yatıp kalkıyoruz, bunu karısı da biliyor.

Acaba günah işliyor muyum?”

– “Oruçlu iken denize girdiğimde yellendim.

Günaha girdim mi?”

– “Peygamber efendimizin yürüyüş tarzı nasıldı, nasıl yürürdü?

– “Ben şafiyim, Hanefi ile evlendim.

Nikâhımız Hanefi kurallarına göre kıyıldı.

Bu durumda benim nikâhım geçerli midir?”

– “Midye yemek haram mı?”

– “Rüyamda dinozor gördüm.

Bu korkuyu nasıl yenerim?”

– “Gitar çalıp yabancı müzik dinliyorum, günah mı?”

İslam diniyle alakası olmayan sorular.

Müslümanlığın özü derseniz o konuda neredeyse bir tek soru bile sorulmuyor.

Genel sorular günah mı, sevap mı, bu çerçevede geçiyor.

İslam’ın ana konusuyla ilgili ne soru oluyor nede hocalar gerçek dinden bahsediyor.

Dün köylü ramazanlık hoca tutuyordu, bugün televizyon kanları o işi yapıyor.

Dün cahil hocalar köylerde din pazarlıyordu, bugün televizyon kanarlı din pazarlıyor.

Demek ki alan memnun, satan memnun.