Buram buram kültür kokan taşı toprağı hazinedir benim memleketimin. İnsan nereye elini atsa altından yaşamak çıkar, tohum çıkar, cennet çıkar. 7 iklim 4 mevsimi bu kadar güzel sahiplenen bir ülke daha var mıdır bilmem. Hangi bölgesine el atsa insan; eline bulaşacak ya bir tarihi ya bir kültürü, insanlığı, hoş sohbeti, doğal güzelliği mutlaka bulunur. “Türkiye’den Selam Getirdim” şiirini okuduğunuzda vatanımızın her bir karış toprağını gezip günümüzün aydınlığı olan aydınlarımızla, üstünde yaşadığımız bu ebedi vatan toprağımıza gönlü düşen, kurtuluşumuzun ilelebet adımlarının atıldığı, canımızın vatan için toprağa ekildiği, birlik beraberlik çatısı altında hepimizin bir olduğu dörtlüklerle yolculuğa çıkıyoruz. Her dörtlüğünde yedi bölge dört iklim olan bu cennet vatanımızı kalemimle adeta nakış nakış işleyerek dil, din, ırk ayırmadan bin yıldan fazla üzerinde kardeşçe yaşadığımız hatta azınlıkların bile huzur içinde yaşadıkları bu cennet ülkemiz ilelebet birlik beraberlik ve huzur içinde yaşamaya devam etmeleri dileğimle; bu şiirimi 5 farklı dile çevirterek farklı milletlerden okuyucuları da ülkemiz üzerinde keyifli bir yolculuğa davet ederek ve yine şiirimle diyorum ki Türkiye’den size selam getirdim.
TÜRKİYE’DEN SELAM GETİRDİM
Ekecikden Hasan Dağ’ın ardından Tütkmen, Yörük, Aceminden, Kürdünden
Köyde kentte yaşayan tüm ferdinden
Aksaray’dan size selam getirdim
Alperen Ocağı ahi elinden,
Neşet Ertaş’ın da bozlak dilinden,
Ozanların sazların telinden,
Kırşehir’den size selam getirdim.
Alıç dağıtırdı toplar dalından,
O hiç sapmadı ki Hakk’ın yolundan,
Size Tapduk ile Yunus kulundan,
Yunus Emre’den de selam getirdim.
Uğradım Nevşehir Hacı Bektaş’a,
Mahsuni diyerek yazmışlar daşa,
Fatiha okudum kaldım baş başa,
Mahsuni Şeriften selam getirdim.
Niğde, Bor’u gezdim Tekirden aştım
Kayseri’ynen Malatya’yı dolaştım
Kömürhan’dan Elazığ’a ulaştım
Harput’tan da selam getirdim
Gürün’e gelince verdim bir mola,
Aradım Veysel’i bakdım sağ sola,
Sordum Sivrialan sapaymış yola
Âşık Veysel’den de selam getirdim.
Zor geçilir fark yokdu sırattan,
Azgın suyu düşürmüştü kırattan,
Süleyman Şahı da boğan Fırat’tan,
Geçip geldim size selam getirdim.
Erzincan, Kars, Erzurum’da eyleştim.
Çobanoğlu Reyhani’yle söyleştim.
Pir Sultan’la cem lokması paylaştım.
Tunceli’den size selam getirdim.
Kırıkkale, Yozgat, Sivas, Ulaş’dan
Van, Malazgirt, Ahlat ile Gevaş’dan
Şanlıurfa Gaziantep Maraş’dan
Sütçü İmam’dan size selam getirdim
Diyarbakır, Adıyaman, Mardin’den
Hak olan o mezheplerin dördünden
İncil, Tevrat, Kuran’daki her dinden
Hatay’dan da size selam getirdim
Çanakkale tarihte bir şanı var,
Orda yatan her evin bir canı var,
Al bayrakta hepimizin kanı var,
Şehitlerden size selam getirdim.
Samsun İlkadım’da yanan ışıktan
İzmir, Aydın, Afyon ile Uşak’tan
Çukurova’daki altın başaktan
Adana’dan size selam getirdim
Sınır belli olmaz daş olmayınca,
Beden yürümez ki baş olmayınca,
İstanbul olmaz ki Muş olmayınca,
Ankara’dan size selam getirdim.
Üç tarafı deniz, cennettir elim
Yedi bölgem ile seksen bir ilim
Dağları nakışdır ovalar kilim
Irmaklardan size selam getirdim
Türkü, Kürdü, Çerkezinden, Lazından,
Et tırnaktır seksen milyon özünden,
Yaşlı genci, erkeğinden kızından,
Hepisinden size selam getirdim.
Allah ömür versin bir çift kuzum var
Oğlum Kırşehir’de, Muş’ta kızım var
Tez gelirim dedim ona sözüm var
Anasından ona selam getirdim.
İbrahim’im der ki bitmedi sözüm.
Birlik beraberlik vatana lüzum
Edirne’den Ardahan’a hep bizim.
Türkiye’den size selam getirdim.