Küresel finans sisteminin buzları Müttefiklerin zafer beklentisiyle erimeye başlamıştır. 1944’te çığır açan olay Bretton Woods Konferansı’dır Aslında bu konferans Benn Stein’in ünlü yapıtı Bretton Woods Muharebeleri’nde anlatıldığına göre uzun süre kapalı kapılar ardında Amerika ile İngiltere arasında temsilcileri Harry Dexter White ve John Maynard Keynes aracılıklarıyla devam eden pazarlıklar sonucudur.
1944-1977 arası devam ede 27 yıl süren bu altın çağda Bretton Woods anlaşmasına imza koyan taraflar paralarını Amerikan dolarına sabit kur üzerinden bağlamışlardır. Bu anlaşmaya göre dolar ise altına ons başı 35 dolar üzerinden bağlanmıştır. Dolar-altın bağlantısı Fransız Frangı, Alman Markı ve Japon yeninde dolaylı olarak dolar üzerinden altına bağlanmaları demektir.Bu anlaşmaya göre White ve patronu Hazine bakanı Henry Morgenthau’nın amaçladıkları gibi küresel piyasalarda dolar lider rolü üstlenmiştir.
Bretton Woods sisteminde aslında sabit kurdan daha önemli şeyler de vardır.Sistem İMF yani de facto dünya merkez bankasınca yönetilecektir. İMF yönetiminde ise ABD’nin tüm önemli kararları veto yetkisi bulunmaktadır.
Ancak bu sistem 1965 yılının başlarında sallanmaya başlar. Sistem Amerikan enflasyonu, sterlin devalüasyonu ve Amerikan altınına olan yüksek talep nedeni ile tehlikeye girmiştir. Şubat 1965’te Fransız Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle dolar hegomanyasını sona erdirerek gerçek altın standardına geçişi talep ettiği ünlü konuşmasını yapar.
De Gaulle tarafından uyarılan diğer batı Avrupa ülkeleri farklı bir yol izlerler.İtalya, İspanya, Fransa, İsviçre ve Hollanda dolarlarını vererek karşılığı olan altını almayı tercih ederler.Fort Knox’a büyük çaplı bir hücum başlamıştır. 20.yy’ın en ünlü “Buz Dokuz” uygulamasında Başkan Nixon 15 Ağustos 1971 tarihinde altın bürosunu kapatır.Artık ticari ortakların dolar rezervlerini sabit kurdan altına çevirme imkanları kalmamıştır.Nixon dünyanın gözleri önünde “Dükkan Kapalı” tabelasını asmıştır.
Milton Friedman gibi monataristler dünya ülkelerini altının parasal bir standart olmaktan çıkarılması konusunda uyarırlar.Dalgalı kur artık yeni norm haline gelir.Ülkeler üretkenliği artırıcı yapısal değişikliği yapmak yerine artık paralarını devalüe ederek ürünlerini ucuzlatabilmektedirler.
Keynesçiler de yeni sistemi desteklemektedirler çünkü enflasyon nedeni ile ortaya çıkan devalüasyon reel işçilik maliyetlerini düşürmektedir.İşçilerin maaşlarının düşme tehlikesi ortadan kalkmıştır. Çünkü işçilerin ücretleri çok geç fark edecekleri umularak enflasyon aracılığı ile çalınmaktadır.
Artık mevduat sahipleri paniğe kapılarak paralarını geri almak istediklerinde sitemi kapatmak yerine para basmak alternatif olmuştur.
“Buz Dokuz” süreci tersine dönmüştür.Dalgalı kur sistemi ile birlikte buz çağı sona ermiş, buzullar erimiş dünya likidite düzeninin ortasında kalmıştır.Bu adeta küresel ısınmanın finansal karşılığı gibidir. Artık düşük faiz oranları, ucuz para ve kredilerle çözülemeyecek hiçbir problem kalmamıştır.
Altın standardının yokluğunda para elastikiyet kazanmıştır. Artık merkez bankalarının para basarak, garantilerle , swap işlemleriyle yaratacakları likiditenin sınırı yoktur.Para sınırsız miktarda bedava veya neredeyse bedava hale gelmiştir.