Dinim İslam, kitabım Kuran, peygamberim Hz. Muhammet (s.a.v).
Çok şükür Müslümanım.
Müslüman bir coğrafyada, mümin bir anne ve babadan dünyaya geldim.
Allahsız, kitapsız, peygamberiz hiç değilim…
Atalarının diniyle öğünlerden ve yaşayanlardan hiç olmadım.
Irkımı ben seçmiyorum elhamdülillah ırkımda şikâyetçide değilim, yalnız ırkçı değilim...
Muhafazakâr da değilim ve hiç olmadım olmayacağımda.
Halkın dini sağcı da, solcu da değilim.
Partiler dininde olmadım.
Tarikat, tasavvuf, cemaatçi yapıda bulunmadım.
Kabir, evliya, şeyh, mezarcısı değilim.
Dikili taşlarda, türbelerde, ölmüşlerde yardım ummadım.
Laik veya demokrat, demokrasi hayranı da değilim.
Meşhur son günlerim Ilımlı da değilim radikal de değilim.
Muhafazakâr dinde tüm izimler ’den uzağım.
Çünkü bizim dinimiz, önüne de ardına da konulan bütün izimler ekleri reddeden kâmil bir dindir.
Allah’ın koyduğu yaslar kanunlar bizim dinimiz.
Yezit dininde hiç değilim.
Saltanat dininde hiç hoşlanmam.
Geleneksel İslamcı hiç olmadım.
Dinimiz İslam adımız ve yaşantımız Müslüman elhamdülillah.
Beni İslam’la şereflendiren Rabbe sonsuz şükürler olsun.
Açık ve net söylüyorum; ben Müslümanım diyen birisi, İslâm'dan başka bütün izimler ve sistemleri reddetmiş olmalı.
Onun ahlakı, kanunları, yaşamı İslâm'ın ilkeleri olur.
Ben İslam’dan başa izimdeyim diyen birisi de İslâm'ı reddetmiş olur.
Onun yaşamını da izimler ’in ilkeleri belirler.
Müslümanım diyen, bir başak izimler ‘in peşinde ve içinde olamaz.
Ben falan izimdeyim diyende Müslüman olamaz, olur diyenler yalan söylüyorlar, kendilerince, hem Allah'ı razı ettiklerini sanıyorlar, hem de dünyevî arzularını tatmin ettiklerini sanan zavallılardır.
İşte bu yüzden biz yalnızca Müslümanız ve dünyanın en özgür insanlarıyız. Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi:...
“Ey kavmim!
Nedir bu hal?
Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Siz beni, Allah'ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz.
Ben ise sizi, aziz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.
Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur.
Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız.
Ben işimi Allah'a havale ediyorum.
Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir. “(Mümin Suresi 41-44)