Haber portalımız da geçtiğimiz günlerde ‘’Kırşehirlilerin boşanma sebebi şaşırtıyor’’ adlı özel röportajımızı sizlerle paylaşmıştık. Piskolog Fethiye Yeltırak ve Psikoterapist Begüm Yiğiter’le boşanma sebepleri, ilişki temeli ve evlilik dilinin temeli konulu röportajımızın ikinci kısmında da bitirilmemiş işler, boşanma süreci ve boşanmada çocuk konularına değindik! İşte o röportaj!
Bitirilmemiş işler evliliği bitiriyor!
İlişki dinamiğini etkileyen en önemli etmenlerden birisi de bitirilmemiş işlerdir diyor Begüm Yigiter. Bitirilmemiş işler tanımını ise şu şekilde yapıyor: ‘’ Kişinin kendi geçmişinde, kişiliğin de tamamlayamadığı, kendi düşüncelerinde oturtamadığı yaşantılarıdır. Ve kişi kafasındaki işi o zamanlamada kendi iç dünyasında duygu ve düşüncelerinde tamamlamadığında olumsuz davranışlar sergiler. Biz BE- FE ailesi olarak en çok bilişsel davranışçı terapi yöntemini kullanıyoruz. Kanıtlanmış ve bir çok terapist tarafından tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem ile bitirilmemiş iş kısmını gözlemleme şansına sahip oluyoruz.’’ Dedi. Ve evlilikten önce tamamlayamadığımız kendimizin evlendiğimiz süreçte karşımıza çıktığını ve davranışları, yaşanılan anı olumsuz etkilediğini söyledi.
Peki ya boşandıktan sonra?
İnsanlar doğar, büyür, eğitim alır ve evlenir bu sıralamada toplumun beklentilerini karşılıyoruz diyen Fethiye Yeltırak : ’’ Çocuk sahibi olmak, çocuk sahibi olunca ikincisi ne zaman denilen bir süreçte boşanma beklenti oluşturulan kısmı bölmekte. Boşanmadan sonra ne olacak sorusu kişiyi korkutuyor ve boşanma fikrini erteletiyor. ‘’ dedi. Yeltırak bu bilinmezliğin ve o tanınmış konfor alanını terk edememenin (kavgasını, gürültüsünü, güzelliklerinin bilinmesi ve bu bilmenin güven vermesi) boşanma sürecini erteleyen en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.
Kadın kimsenin eline bakmasın, erkek ailesine baksın!
Toplumda kadınlar daha az, erkekler daha çok istiyor boşanmayı zannediliyor diyen Psikolog Yeltırak aslında bu durumun tam tersi olduğunu belirterek açıklamasına şunları ekledi: ‘’Kadın özellikle okutulurken ‘sen kimsenin eline bakma, eline ekmeğini al’, erkek ise oku ama aileni kimseye muhtaç etme şeklinde büyütülüyor. Boşanma aşamasında ise kadın işte bu altta yatan şeyi ortaya koyarak kendi ayakları üzerinde dururken, erkek kime bakacağım diyerek görevini yerine getiremediğini düşünüyor.’’ Dedi. Erkeğinde evliliğe bağlılığı sadece bu yönde oluyor diyerek sözlerini tamamladı.
Evlilikte boşanan birçok çift var!
Boşanma sürecini kayıp yas dönemi olarak ele aldıklarını, kayıp yas sürecinin sadece sevdiğimiz birinin ölümden sonra olmadığını belirten Psikolog Fethiye Yeltırak evliliğin bitmesi, var olan sürecin bitmesi de bir kayıp yas dönemidir dedi. Kayıp yas sürecini evliliğin içinde de aslında yaşandığına değinen Fethiye Yeltırak: ‘’Evlilik sürecinde birçok çift birbiri ile vedalaşıyor ya da boşanma süreci veya sonrasında bu süreci yaşıyorlar. ‘’ dedi. Psikoterapist Yiğiter ise şu sözcükleri ekledi: ‘’ Çünkü kısa da olsa uzun da olsa evlilik hayatın da kendi benliğimiz ile bir başkasının benliği bütünleşir bu olumlu bir şeydir. Evlenirken evet denir ancak boşanırken de evet demek zorundayız. Evlenirken herkes yanınızdadır ancak boşanma süreci bu şekilde ilerlememektedir. Kişisel olarak da bu süreçte kişiler evliliğe bakış açısına göre bu süreci yönetir. ‘’ dedi. Bakış açısı bu süreçte boşanmaya yüklenen anlam ile değer kazanır ve toplumun dinamiği bu süreci etkiler diyerek sözlerini tamamladı.
Çocuk için bir aradayız!
Aslında evliliğin sürmesinin çocuk için olduğu söylense de Piskolog Yeltırak: ‘’Çocuk için bir aradayız, çocuk için çok uğraştık bu yüzden beraberiz derler. Çocuk için bir travma olacağı zannedilir. Ancak doğru bir yaklaşım ve anlatımla çocuk için bu durum travma olmaktan çıkar. Daha huzurlu ve mutlu olan anne ve baba figürü ile çocuk daha iyi olacaktır. Burada çocuk annesiz veya babasız kalmıyor ayrı yaşadıkları için ‘’Ah canım annesiz, babasız kaldı’’ şeklinde bir yaklaşımın çocuğa empoze edilmesi çocuğa acınılacak durumdaymış gibi hissettirir. İşin aslı ise sadece artık aynı evde yaşamamalarıdır. ''dedi. Yeltırak bu süreçte anne ve babaya da büyük görev düştüğünü öfke ve kin tohumlarının çocuğa ekilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrı yaşarken çocuk annede kaldığı süreçte baba figürüne duyulan öfke ile çocuk yönlendiriliyor babada kaldığı zamansa anne için aynı şey geçerli oluyor dedi. Psikoterapist Yiğiter ise boşanma sürecinin çocuklara aktarımını şu sözlerle dile getirdi: ‘’ Boşanma süreci hassas bir süreç. Çocuk eğer süreci anlayabileceği yaştaysa anne babanın en doğal ortamda yaşanan olumsuzlukları anlatıp, ebeveyn olarak ayrılmayacaklarını dile getirmeliler. Çocuktan değil kendilerinin eş olarak ayrıldığını anlatmalılar. Çocuğa bu durumu olumsuz değil olumlu şekilde anlatmak gerekiyor.’’ Dedi. Fethiye Yeltırak ise şunları ekledi: ‘’ Çocuğun yaş aralığına göre uzmanlardan yardım alınmalı. 2- 11 yaş grubuna oyun terapisi alınmalı daha büyükse uzman tarafından yardım alınmalı. ‘’ dedi. BE-FE ailesi olarak bu şartları da sağladıklarını ekledi.