BİR YANGIN DAHA OLMADAN

Bu nasıl acı, bu nasıl hüzün.
Yaşanan facia hepimizin yüreğini dağladı. 
Canlarımızı kaybettik. 
Bir otelin ihmaller zincirine kurbanlar verdik. 
Bu sadece bir yangın değil, insanlığımızın sınavı.
Ne yazık ki biz yine sınıfta kaldık.

Kayak merkezi, sezonu olan, sürekliliği olmayan, kar yağınca fazlaca gündemi olan, insanları cezbeden bir sektör.

Kış aylarının vazgeçilmezi.
Calış, çabala önceden rezervasyon yap, dünya kadar para öde, ama yangın çıkarsa güvenlik önlemleriniz yeterli mi? diye sormadan git otele yerleş.

Ne yangın merdiveni varmış, ne yangın tüpü, ne duman dedektörü… 

Ama geceliği 30 bin TL.

İhmal ve vurdumduymazlığın olduğu yerde.
İnsan hayatının kıymetininin olmadığı yerde.

Ama geceliği 30 bin TL.

Otel de yangından etkilenenler “hiçbir  güvenlik önlemi yoktu” diyor. 

İnsan hayatını birkaç kuruşa tercih eden bir zihniyetin, vicdansızlığın eseri bu. 

Peki, bir otel inşa edilirken neden güvenlik önlemleri kontrol edilmez? 

Neden bu denetimler sadece bir formaliteden ibaret kalır? 

Kağıt üzerinde yazan yasalar gerçekten yeterli.
Önemli olan bu yasaların uygulanması .
Eğer kağıt üzerinde yazanlar uygulansa biz böyle büyük facialar  yaşamazdık.

İtfaiye erleri yangınlara nasıl müdahale edildiğini, yangın nasıl söndürüldügünü, bir yangını söndürmek için nasıl önlemler alındığını, alevlerin içinde nasıl mücadele edildiğini bilir, işleri o. 

Otel yetkilileri her tarafı ahşap olan bu otelde bir yangın olsa ne yaparız deyip çarelerine basvurmaz mı?

Oteli denetleyenler yangın ile ilgili hiç mi önlem almadınız diye sormaz mı?

Keşke Yangınla ilgili görevlendirilen 4 başmüfettiş ve 6 savcı otelde yangın çıkmadan önce, bu oteller sezona başlamadan önce gönderilselerdi.

Şimdi, bugünden tezi yok tüm Oteller, Pansiyonlar, Yurtlar yangın ile ilgili alınan tüm tedbirlerini birkez daha kontrol etsinler.

İş güvenliği ve insan hayatına değer veren yasaları uygulamak, bu konuların sıkı bir şekilde denetlenmesini sağlamak sadece devletin değil, toplumun her bireyinin görevidir.

Yangınlar sönse de vicdanlarımızda bıraktığı izler kolay kolay geçmiyor. 

Bu yüzden, her birimiz bu konuda sesimizi yükseltmeli ve harekete geçmeliyiz. 
İhmallere yeni kurbalar vermek istemiyoruz.