Aşık Paşa 1272 yılında Kırşehir’de dünyaya geldi. Asıl adı Ali, mahlası Âşık olan Aşık Paşa sonuna eklenen ''paşa”, “beşe” veya “başağa” lakapları ile de bilinir. Bu lakaplar ile babasının ilk oğlu olduğunu gösterir.

Âşık Paşa önce Süleymân-ı Kırşehir'den, daha sonra İlyas Paşa’nın halifelerinden Şeyh Osman’dan ders almaya başladı. Muhlis Paşa’nın vasiyeti üzerine Şeyh Osman, Âşık Paşa’yı kızı ile evlendirdi. Bir süre sonra Anadolu Valisi Timurtaş Paşa’nın veziri oldu. Ardından 1332 yılında Kırşehir'de  vefat etti. Aşık Paşa yaşadığı dönemde bir çok edebi eser bıraktı. Bu eserler: Garibname, Fakrname, Vasf-ı Hal, Hikaye, Kimya Risalesi, Risâle fî Beyâni’s-Semâ. 

Vatandaşların konforu için her gün yeni bir çalışma! Vatandaşların konforu için her gün yeni bir çalışma!

Kırşehir’de 'Aşık Paşa' adını taşıyan türbesi, kendisinin vasiyeti üzerine şehrin kuzeydoğusunda bir tepede yapılmış olup bir de kitâbesi vardır. Ertana veziri Alaattin Alişahruhi tarafından yaptırılmıştır. Türbesi vefatından bir sene sonra 1333 yılında mermerden yapılmış olup, asimetrik uzun cephesi , Kırgız çadırına benzeyen kubbesi, yana alınmış dar ve uzun portali ile Selçuklu mimarisinden farklılık göstermektedir.

Kitabesinde çok değişik olarak kubbenin önüne gelmiş girinti yapan saçak silmeleri ile çerçevelenmiştir. Portalide istiritye nişin etrafı, örgü motiflerinden oluşan bir bordürle çevrilmiş, düz cephenin ortasında, alçakta, sivri kemer alınlıklı tek bir pencere açılmıştır. Âşık Paşa Türbesi, simetriden kaçınan farklı bir mimari anlayışın eseridir. Orta Asya eski Türk geleneklerine bağlı özellikleriyle Anadolu’da Türk - İslam yapı sanatının değerli bir örneğidir. 

Muhabir: AYŞE HİLAL DELİORMAN