Bir Av Seyahati

Modern dönemlerin ilk yurtiçi seyahatnamesini okumak ister misini? Ahmet Mithat Efendi sizin için kaleme alıvermiş. Adı Keyfim olan bir kotaya biniyor bir avuç Osmanlı. Maksat av gezisi yapmak. Marmara Denizini cevelan ediyorlar birlikte. Bir Av Seyahati (Sayyadane Bir Cevelan), Beykoz’dan başlayıp Tavşancıl’a kadar devam eden, hem avlanma hem de seyahat amaçlı olarak kotra ile yapılan dört günlük bir gezinin notlarını bir araya getirmiştir. Orhan Şaik Gökyay’ın tespitiyle bu eser, sonradan zengin örnekleri görülen yurt içi gezilerini anlatan kitapların ilk örneğidir.

Ahmet Mithat Efendi, dostları İzzet Paşa, Müfit Paşa, Nahit ve Eşref beylerle birlikte, Beykoz’dan başlayarak İzmit Körfezi’ne kadar uzanan bir deniz seyahati için Keyfim adlı kotrayla yola çıkarlar. Tavşancıl taraflarında karaya çıkarak keklik ve bıldırcın avlayacak, bu seyahat için bazı külfetleri göze alacaklardır. Dört gün süren bu yolculuk, bütün ayrıntılarıyla ve eğlenceli bir dille anlatılırken, tarihi bilgilerle, efsanelerle süslenerek ilgi çekici bir üslupla aktarılmıştır.

Küçük bir alıntı;
“Keyfim” Kız Kulesi’nden Marmara’ya doğru açılır açılmaz denizin gözlerimizin önünde seriliveren genişliği ile içimizi dolduran zevki sessizlikle geçirmek mümkün müdür? Gerek romanlarımızda, gerek seyahatlerimizde böyle İstanbul’dan Marmara’ya çıkışı, birçok defa tasvir etmiş isek de her defasında başka türlü gözlemler ve bu yüzden de başka türlü duygular ortaya çıktığından bu defaki tasvirler daha öncekilere benzetilemez. Evet! Boğaziçi de pek güzeldir. Bunu kim inkâr edebilir? Hele Boğaziçi’ni ilk defa görenler şaşkınlıklarından bayılacak derecelere gelirler. İstanbullulardan bile uzun süre Boğaziçi’ni görmemiş olanlar, ona kavuşuverince solumaya başladıkları o serin ve temiz havaya doyamıyorlarmış gibi sık sık, büyük büyük, bol bol nefes almaya başlarlar.”

Ahmet Mithat Efendi için deniz yolculuğunun iki bakımdan büyük değeri vardır. Bunlardan biri zevkle, diğeri faydayla ilgilidir. İlk olarak deniz yolculuğu, bir çeşit özgürlük duygusu anlamına gelmektedir. İnsan gemisinin içinde “harekât ve sekenatının kâffesinde hür ve müstakil”dir, “güya bu âlemin haricinde başka bir âleme” çıkmış, “güya hiç karışanı görüşeni yokmuş da bütün cihana kendisi hâkimmiş gibi”dir, “gözü rahat, kalbi rahat, zihni rahat”tır. İkinci önemli tarafı, insana sağlayacağı yarardır.

Ahmet Mithat’ın başka bir gazi romanı “Avrupa’da Bir Cevelan”ı da okuma isteği doğuracak bir hikaye bu av gezisi. İster öğrenmek, ister tarihsel bir güzellemeye tanık olmak için olsun biraz tarih biraz coğrafya içeren bu anlatıyı okumanızı öneriyorum. Ahmet Mithat’ın her zamanki sevimli üslubuna bu eserde de doyamayacaksınız.