Kırşehir Belediye Selahattin Ekicioğlu, 5 Aralık 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasanın yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Başkan Ekicioğlu, açıklamasında şunları ifade etti:

“Bugün Dünya ve ülke nüfusunun yarısını oluşturan, evrensel insan hakları ilkeleri, uluslararası ve ulusal mevzuatça eşit birey olan kadınların ne yazık ki yönetsel açıdan aynı eşitliğe sahip olmadıklarını görüyoruz.

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği yasanın çıkarılışındaki amaç ve umudunu “Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir.” diyerek Kadınların, Cumhuriyet Devrimleri ile tanınan sosyal, kültürel ve hukuki haklar sayesinde toplumda büyük ölçüde erkeklerle eşit haklara sahip olmalarını hedeflemiştir.

5 Aralık 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aynı zamanda cumhuriyetçilik ve halkçılık ilkelerine verdiği önemin de bir sonucudur. Atatürk ilkelerinin ilk sırasında bulunan Cumhuriyetçilik ilkesi, Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri arasında yer almakta ve halkın kendisini yönetecek olan kişileri belli bir süreliğine, hiçbir baskı altında kalmadan özgürce seçme hakkını ifade ettiği gibi, halkın seçme, seçilme, hükümet kurma, yönetime katılma, siyasi parti kurma gibi kavramları kullanabilme özgürlüğünü de ifade eder.

Atatürk ilkeleri arasında olan halkçılık ilkesi ise cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerini temel alır. Toplumunda birey, aile, zümre ve sınıf egemenliğinin olamayacağı, bütün millet bireylerinin yasa önünde eşitliği esasına dayanır ve her türlü ayrıcalığı reddeder. Tam da bu noktada Kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı evrensel ve zorunlu bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar. Böyle olmasına rağmen geldiğimiz noktada, günümüzde ne yazık ki ülke yönetimindeki karar mekanizmalarında kadınların yer almaları noktasında yeterli yol alınamamıştır.

Anayasal bir hak olan kadın erkek eşitliğinin sağlaması noktasında hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Uluslararası sözleşmelerden de ifadesini bulan Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 4. maddesi kapsamında; eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yükümlülüğü gereği, Kadınlara eşit temsil hakkı somut olarak sağlanmalıdır.

Hayatın her alanında cinsel ayrımcılıkla mücadele sadece kadın sorunu olarak görülmemelidir. Kadınların yönetimde eksik temsili sadece bir kadın sorunu değil, aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. Demokrasinin eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için ise Kadınlara tanınan hakların aciliyetle hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle, 5 Aralık 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasanın yıldönümünde hepinize saygılarımı sunuyorum.”

Muhabir: Haber Merkezi