BABA

Bir efsanedir onlar…

Çocukları için bambaşkadır “baba” kelimesinin anlamı ...

Düştüğünde" anne" diye bağıran çocuk arkasından babasının koşup geleceğini ve onu yerden kaldıracağını bilir daima ...

O’na duyduğu güvenle adım atar çoğu zaman bilir ki başı sıkıştığında babası arka çıkacaktır ona ...

Anne her zaman baş tacımız baba ise gönül yoldaşımızdır ...

Annemiz duygusallığımız babamız mantığımızdır ...

Özellikle kız çocukları için “baba” kelimesinde çok özel anlamlar saklıdır ...

Bir kızın sevdiği ilk adamdır ve bundan sonra tanıyacağı tüm erkekleri babalarının özellikleriyle karşılaştıracaktır ...

Doğumumuzu heyecanla bekleyen , dünyaya gelişimizle birlikte büyük sorumluluklar yüklenen ve bu durumdan hiçbir zaman şikayet etmeyen ; aksine bütün çabalarını severek yerine getiren..

Bizim için yaptığı tüm fedakarlıklarda tek istekleri bizim mutluluğumuz , bir tek gülüşümüz , hayata karşı zaferidir hiç kuşkusuz ..

Baba ... Candır ..

Bir kızın ilk ve bitmeyen aşkıdır , en çok özlediği en çok ihtiyaç duyduğudur , sarılınca dünyaları unutturandır , sevgisi tek gerçek olan erkektir ve karşılıksız sevebilme yeteneğine sahip adamdır ...

Canını ortaya koyabilecek kadar çok sevendir , elinden tutunca bir yanını ağlatıp aynı anda seni güldürebilendir ...

Canın çok yandığında bile nasılsın diye sorduğunda " iyiyim " deyip derdini içine atandır ...

'' Neyin var çocuğum dertli gibisin '' sorusunu soracak kadar seni iyi tanıyan Atadır .. Candır .. Kandır ...

Evladının tırnağı taşa değse içi sızlayan geceleri üstü açık mi diye bin kez kontrol eden , evladına daha iyi bir gelecek sağlamak için canını dişine takan kişidir.

İyilik ve huzur sembolüdür ...

Baba olmak , çocuğun ilk atıdır , ilk yüzünü çizdiğin , ilk küstüğün , ilk saklambaç oynadığın ve ilk sobelediğin , ilk gol attığın , ilk sırtında yattığın , ilk kapıda beklediğin , ilk özlediğin …

Baba olmak , vücudunu ve gönlünü yoran işlerde ilk olmaktır ...

Doğduğun ilk günden itibaren geceleri anneleri uyandırmadan gelip başucuna evladını seyretmektir ...

Rahat uyu diye yanına melekler koymaktır.

Altını değiştirmektir ...

Masallar ezberlemektir ...

Sorulan binlerce soruya bıkmadan usanmadan cevap vermektir ...

Boyama kitaplarındaki ağaçları sarıya , köpekcikleri maviye , martıları yeşile boyamaktır ...

Baba gibi güldüğünü ve ayakkabılarını baba gibi bağladığını öğrenmektir ...

Birlikte dişlerini fırçalayıp ve saçlarına jöle sürdüğünüzü herkese söylemektir ...

Birlikte dua etmektir “ Yabbi yesiy ve la tu asiy …"

Ne olursa olsun ve ne yaparsa yapsın senin için hep anne ile kıyaslanarak ikinci sıraya layık görülmektir …

Babaların gözyaşları çok nadir akar ...

Kızını gelin eden ya da oğlunu askere uğurlayan babanın gözlerinde gördüğümüz sadece ıslaklıktır ...

Arkamızda vara yoğa ağlayan annelerimizden çok babalarımızın titrek elleri , konuşan bakışları , nemli gözleri kalır ardımızda ...

Daha çok içleniriz ağlayan bir baba gördüğümüzde ...

Ve bir baba daima en uzağa bakar... Dalar , gider çoğu zaman , neyi düşündüğünü sorduğumuzda susar ya tahmin etmemizi bekler ya da zamanla onu anlamamızı...

Hep bir sorumluluğu vardır bizim üzerimizde ...

Her zaman bizi saran sevgisi vardır , bizi koruyan , kollayan ...

Ne yapsak bizi bırakmayacağının güveni içimize dolan ...

Bazen en iyi arkadaşımız bazen kalp kırıklarımız ...

Ama her koşulda kalp atışlarımız ...

Güçlü , kararlı , sert bakışlı , koruyucu , güvenilir tanıdığımız ilk adamdır....

Vefat ettiğinde bile sanki bir köşebaşından çıkıp gelecek diye beklediğimizdir ...