ALLAH'A NASIL TESLİM OLUNUR

İnsan sayısınca ALLAH anlayışı ve DİN TASAVVURU ile YAŞANTISI vardır

Tüm alemi var eden Lillahi Rabbilalemin, bu alemi yaratmış, terbiye etmiş, düzeni kurmuş, kanunları oluşturmuştur.

Bu her zerresi her yönden muhteşem sarayda misafir ettiği insan, Allah’ı, Rabbilalemini ne kadar tanımakta ve bilgi sahibi olmaktadır.

Elbette bize Allah’ı anlatan en önemli iki kaynak bulunmaktadır. Biri bu yaratılmış Muhteşem KAİNAT Saray, diğeri de Rabbilaleminin indirmesi ve hediyesi olan Kitap Kuran Zikirdir.

Var edilmiş her eser, her yönüyle, SANATKÂRINI gösterir, anlatır.

Yeter ki, gözlerden, duyulardan da öteye geçip araştırmak sorgulamak, düşünmek tedebbür etmek vb akıl vicdan gibi tüm zihni melekeler kullanabilsin

KAİNAT KİTABINI veya yazılı kitap KURANI KERİMİ araştırıp incelediği, eşyanın olay ve olguların derinlerine dalıp ANLATTIĞI DOĞRU MANALARA ulaşıp VAR EDENİ ihata edebildiği ölçüde KURANIN anlattığı ALLAH'A, RABBİLALEMİNE ulaşılmaktadır.

İşte Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetlerin veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı DOĞRU MANALARA ÖNEM VE ÖNCELİK verme hassasiyetine bağlı olarak her insanın Dünyasındaki ALLAH anlayışı ve DİN TASAVVURU ile YAŞANTISI farklı oluşmaktadır

BUNUN SONUCU

İnsan sayısınca ALLAH anlayışı ve DİN TASAVVURU ile YAŞANTISI vardır

Nitekim

Kitap der yaklaşık meallerde

• ALLAH’IN KADRİNİ GEREĞİNİ GİBİ BİLİP TAKDİR EDEMEDİLER, hakıkat Allah, yegâne kaviy, yegâne azîzdir Ma kaderullahe hakka kadrih, innellahe le kavviyyun azîz. 22/74

• ALLAH’IN KADRİNİ GEREĞİ GİBİ BİLİP TAKDİR EDEMEDİLER 39/67

ALLAH’IN KADRİNİ GEREĞİ GİBİ BİLİP TAKDİR EDEMEDİLER, zira "Allâh, insana bir şey indirmedi" dediler. De ki: "Öyleyse Mûsâ'nın, insanlara nur ve yol gösterici olarak getirdiği, -ki siz onu parça parça kâğıtlar haline getirip gösteriyorsunuz, çoğunu da gizliyorsunuz- ve ne sizin, ne de babalarınızın bilmediği şeylerin size öğretildiği Kitabı kim indirdi?" "Alah" de, sonra bırak onları, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar. VE MA KADERULLAHE HAKKA KADRİHİ iz kalu ma enzelellahu ala beşerim min şey', kul men enzelel kitabellezi cae bihi musa nurav ve hudel lin nasi tec'alunehu karatise tubduneha ve tuhfune kesira, ve ullimtum ma lem ta'lemu entum ve la abaukum, kulillahu summe zerhum fi havdihum yel'abûn.

İnsanın düşünce, inanç, kabullenim ve yargıları ile EYLEMLERİ ne ise DİNİ de odur.

NEYE sürekli önem ve öncelik verip ONUNLA şekilleniyorsa RABBİ de O olur

İnsan ne ölçüde var eden Allah’a, Rabbilalemine yönelir, önem ve öncelik verirse, o denli de karşılık bulur.

Kimin rızası isteniyorsa, kişinin iradesini, tercihlerini, yaşantısını ONUN isteklerine, ilke ve kurallarına gönülden, istikrarlı ve sürekli uyumlaştırması elzemdir. Her tercihte, ne ölçüde, kime, neye önem ve öncelik vermekte ise, o nispette de ONUN RAZILIĞINA ulaşılmaktadır.

Bu bağlamda, Rabbin rızasına varmak, tercihine bağlı her konuda her tercihte, Rabbilalemine, Kurana, ilkelerine, vicdanın sesine uymakla, her şeyden daha çok önem ve öncelik vermekle, önemsemekle, insanlıktan iyilikten, hayırdan, ahsenu amelden yana olmakla, her durumda ahlakı Kuran yapmakla başarılır.

"İnsan ne ölçüde, Rabbinden razı ise, Rabbilalemin de o nispette razıdır.

ALLÂH onlardan RÂZI OLMUŞTUR, onlar da O'NDAN RÂZI OLMUŞTUR. İşte büyük başarı, FEVZULAZÎM BUDUR! RADIYELLAHU ANHUM VE RADU ANH, zalikel FEVZUL AZÎM

Lillahi Rabbilalemin, bu alemi yaratmış, terbiye etmiş, düzeni kurmuş, kanunları oluşturmuştur. Kitap, Kuran ve Zikri de lütfetmiştir

Örneğin

Kitap der yaklaşık meallerde:

• İşte bu KİTAP; kendisinde hiç şüphe yoktur; müttakiler için HUDEN hediye, hidayettir. Zalikel kitâbu la raybe fih, hudel lil muttekîn

• Bu KURAN en kavi, sağlam, hidayete erdirir Salih amel yapan mü'minlere, kebir karşılık vardır. İnne hazel kur'ane yehdi lilleti hiye akvemu ve yubeşşirul mu'mininellezine ya'melunes salihati enne lehum ecran kebîra.

• ZİKRİ biz indirdik biz; ve O'nun koruyucusu da elbette biziz! İnna nahnu nezzelnez ZİKRA ve inna lehu le hafizûn. der.

ZİRA, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetlerin veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı DOĞRU MANALAR, kanunlar ilkeler KURAN'dır ve her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.

Alemde başta insan olmak üzere her varlıktaki ve her unsurdaki tüm özellikler sebepsonuç ilişkisi ile iyilik hayır ve fedakarlık yapana, ahsenu ameller gerçekleştirenlere bitim noktasında sunulan yardımlar da dahil tüm İLİM BİLGİ KANUNLAR onu terbiye eden böyle donatan, tesviye eden, ikram eden RABBİLALEMİNİN, yazılı KİTAP, KURAN ve ZİKİR gibi hediyesidir.

M.İkbal’in de dediği gibi, ‘Kainat Allah’ın davranışıdır. O’nun davranışı ile sözü-vahiy arasında çelişki olmaz’. Nitekim, Allah’ın sunnetinde de, SUNNETULLAHTA bir değişiklik bulamazsınız.

Bu okumaları yaparak gerek EVRENDEKİ, Yaratılmış Kâinat Kitabındaki gerekse YAZILI KİTAPTAKİ evrensel ilkelere ulaşarak değişmek ve böylece en güzele en doğruya, mükemmele doğru yücelmek olmalıdır.

Anladığı doğru manaları, içselleştirip yaşama geçirdiği süreçte, karşılaştığı her durumda; sabırla, salatla, ümitle dayanarak direnerek bu ilkeler uğruna bedeller ödediği ölçüde de AZİM BİR AHLAKA dönüşmektedir.

Ancak insan, alaka ilgi önem ve öncelik verme vb zihni çalışmaları ölçüde bu BİLGİYE, ikrama ulaşabilmektedir.

İşte her kim de TERCİHLERİYLE bunu keşfedip öğrenip yaşama yazdığında bu HEDİYEYE SAYGIN davranıp GERÇEK ÖZGÜRLÜĞE ulaşıp gelişip her alemde mutlu ve bahtiyar olmakta, anlam ve değer bulmaktadır.

Bundan uzak düştükçe, AYARTIYA kötü tutkulara ESİR oldukça da o konuda cehalet bataklığında debelenip acı bedeller öder.

ELBETTE

Allâh indinde DİN İSLAM'dır,

Nitekim, her RASUL; İbrahim, İsa, Musa, Muhammed ve diğerleri de İSLAMA çağırmaktadır.

Örneğin; Kitap der, yaklaşık meallerde:

• Îsâ onlardan inkârı sezince: "Kim Allah’ın yardımcılarıdır ?"dedi. Havariler: "Biz, Allâhın yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şâhid ol, biz MÜSLÜMANLARIZ dediler. Felemma ehasse isaminhumul kufra kale men ENSARİ İLELLAH, kalel havariyyune nahnuensarullah, amenna billah, veşhed bi enna

• Mûsâ dedi ki: "Ey kavmim, eğer Allâh'a inandıysanız, gerçekten müslüman insanlar iseniz o'na dayanın." Ve kale musa ya kavmi inkuntum amentum billahi fealleyhi tevekkelu in kuntum

İnsanın tercihi, önem ve öncelik verdikleriyle YAŞAMA YAZDIKLARIYLA kendi yaşamı şekillenmekte ve DİNİ DURUMU da belirginleşmektedir. İblisi ile vicdanının sesi arasındaki tercihleriyle insan yaşamını yazmakta ve İslam olup olmama yönünde ayrışmaktadır

Zira, insan her içsel ve dışsal etkide veya istekte, bu iki sesi de duymaktadır, vicdanının güzel olana, SILME, İSLAMA çağrısını da iblisinin ayartısını da. Yaptığı bu TERCIHLERLE şekillenmekte, KITABINI yazmakta KADERINI, kederini veya keremini belirlemekte ve Cenneti ve Cehennemini de INŞA etmekte ve seviyesini de belirlemektedir.

İnsan; ahseni takvim/maddi ve manevi yönden sürekli gelişime uygun; var ediliş amacı olan ahsenu amelden yana olduğunda; halifeliğin gereğini kulluğu, arzu ve istekle, gönülden yaptığında

ALAYIİLLİYYİNE yücelirken; tersi durumda ise ESFELESAFİLİNE düşmektedir.

Zamanla Vicdanın sesinden Rabbilaleminden, Kurandan ilkelerinden daha çok önem ve öncelik verdikleri HER ŞEY günahkar yalancı PERCEM OLUP, insanı peşi sıra sürüklemektedir.

Kimi, müslim mümin muttaki olup Rabbini YAR edinip Kurana önem ve öncelik verip yaşayan Kuran olup evliyaullah

Kimileri de var edene Rabbilalemine ve var ediliş amacına tercihleriyle kör âmâ kalıp FE İZA HUVE HASÎMUN MUBÎN apaçık bir hasım olup 16/4, 36/77, KEFERELİKTE sürüklenerek, EVLİYAUŞ ŞEYTAN, şeytanın velileri, ŞEYTANİ VELİYYA, EVLİYAU'T-TAĞUT, EVLİYAUHUMUT TAĞUT da olabilmektedir.

İblisin ayartısına uyarak, iblisin şeytanlaşmasına yardım edenler, onu tamamlayanlar, İHVANEŞ ŞEYATÎN olup, isteyerek arzuyla TA’BUDİŞ ŞEYTAN şeytana kul köle olanlar, bu hal üzere yaşayanlar EVLİYAUŞ ŞEYTAN, şeytanın velileri, ŞEYTANİ VELİYYA olmaktadır.

Yine, tağutun yolunda bulunup, ona evliya olanlar da EVLİYAU'T TAĞUT, EVLİYAUHUMUT TAĞUT olup, evliyaeş şeytanlardan olmakta ve onları AYDINLIKTAN KARANLIKLARA gömmektedir.

Her insan, her ne nedenle, her halde de ne yaptıysa onunla karşılaşmaktadır.

HER KİM:

• Fıtratın da var edilen Vicdanın sesine önem verip Rabbilalemine teslim olduğunda MÜSLİM dir.

• Rabbilalemine, ilkelerine akıl, kalb ve eylem bileşkesiyle güvenip ilim amel ve ihlasla yaşamına uyguladığında

• Her daim Rabbilalemine, ilkelerine, SIDK veya HAK olarak ulaşan, candan, canandan her şeyden çok bu HUDEN, HEDİYE, HİDAYETe her daim önem ve öncelik verdiğini, her durumda AhsenuAmeller işleyerek, SÜREKLİ hayır ve fedakarlık yaparak yaşamda da gerçekleştirdiğinde de

• Her halden her daim Razı olup, Rabbilalemine, ilkelerine her daim uymanın ENKEMAL haline ulaştığında da MUKARREBUN da olursun

İnsanın bu DÜNYADA, Kuranda anlatılan Allah'ı, Rabbilalemini gereğince anlayıp, içselleştirip, tercihleriyle şekillendiği süreçte, Müslim, Mümin, Muttaki ve Mukarrebun olma yolculuğunda, ölüm gelmeden önce, vakit varken, DİRİLİP ARINIP yaptıklarıyla amenu ve amilussaliahtlarla fedakarlıklarla MUTTAKİLERDEN MUKARREBUN olanlardan Rabbin Rızasına varanlardan her alemde cenneti yaşayanlardan olma dileğiyle, Muhabbetle…