Erzincan'ın İliç ilçesinde, Kanadalı altın maden şirketi SSR Mining ve Çalık Grubu bünyesindeki Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen toprak kayması sonucu 9 işçinin göçük altında kalması, tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Bu trajedi, madencilik sektöründeki güvenlik önlemleri ve çevresel riskler konusunda ciddi soru işaretleri uyandırdı.

 Altın Madeni'nde yaşanan toprak kayması, işçi güvenliği ve madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getirdi. Göçük altında kalan 9 işçinin akıbeti, hem yerel toplulukları hem de ulusal düzeydeki yetkilileri harekete geçirdi. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken, bu tür olayların önlenmesi için alınması gereken önlemler tartışılıyor.

Erzincan'da yaşanan bu olay, benzer risklerin bulunduğu diğer bölgelerdeki madencilik faaliyetleri için de akıllara korku getirdi. Kırşehir sınırlarında yer alan Çimeli, Körpınar, Çuğun ve Kızılcaköy bölgelerindeki yaklaşık 8 bin dönümlük arazide yürütülen altın arama çalışmaları, ÇED sürecine girilmesine yol açtı. ED raporunun onaylanması halinde, Kırşehir'in su kaynaklarının bulunduğu alanda siyanür havuzları kurulma riski bulunuyor.

Olası bir sızıntı durumunda, Kırşehir'in su kaynaklarının zehirlenme riski bulunuyor. Bu, Kırşehir başta olmak üzere çevre bölgeler için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Çevresel etkilerin yanı sıra, bu tür projelerin yerel topluluklar üzerindeki sosyoekonomik etkileri de dikkate alınmalıdır. ÇED süreci ve olası çevresel riskler, kamuoyu ve ilgili taraflar arasında geniş çaplı bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Şehir içi trafik felç oluyor! Şehir içi trafik felç oluyor!

Erzincan'daki trajedi, madencilik faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkilerine dair ciddi endişeleri gündeme getirdi. Bu, sadece bir bölgenin değil, tüm ülkenin sorunu oldu.

Muhabir: Zeliha Karayel