Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sıla Kılıç Sayar, son yıllarda şiddetli kaşıntıya neden olan uyuz hastalığı görülme oranının hızla arttığını, doğru tedavi uygulanmazsa aylarca sürebileceğini söyledi. Uyuz bulaştıktan 4-6 hafta sonra belirtilerin ortaya çıktığına dikkat çeken Sayar, aynı ortamda yaşayan herkesin şikayetleri olmasa bile eş zamanlı tedavi olmaları gerektiğini belirtti.
Gece kaşıntısıyla başlıyor
Uyuz hastalığı, deriyle sınırlı olan ve hayatı tehdit etmeyen bir hastalık olmakla birlikte şiddetli kaşıntıya sebep olabilmesi, insandan insana kolayca bulaşması ve kimi zaman da tedavisinin uzun sürebilmesi sebebiyle herkesin korktuğu bir hastalık haline geldi. Doç. Dr. Sıla Kılıç Sayar, uyuz vakalarının genellikle gece kaşıntısıyla belirtilerini göstermeye başladığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Uyuz, ‘Sarcoptes scabiei’ adı verilen gözle görülmeyecek kadar küçük akarların bulaşması ile insandan insana, birlikte uyuma, sarılma, cinsel temas, havlu, çarşaf, yastık, kıyafetlerin ortak kullanılması gibi temas yöntemleriyle bulaşır. Ancak, kısa süreli temasla bulaşması beklenmez. Hastalık genellikle, 15-20 dakika teması takiben bulaşır. Hayvandan insana ise uyuz hastalığı bulaşmaz.”
Su toplayan deride kabuklu yaralar oluşuyor
Uyuz hastalığının bulaştıktan sonra hemen belirti göstermediğini, ilk belirtilerin ortaya çıkma süresinin 4-6 hafta arasında olduğunu belirten Sayar, kimden ve nasıl bulaştığının tespitinin zor olduğunu söyledi. Sayar, “İlk belirti kaşıntıdır. Her ne kadar bu kaşıntının çeşitli özellikleri olsa da günümüzde uyuz sıklığı çok arttığı için kaşınan her hastadan doktorlar öncelikle uyuzdan şüphelenir. Kaşıntı en çok el parmak araları, el bilekleri ve karın bölgesinde göbek çevresindedir. Kısa bir sürede öncelikle bu bölgelerde başlayan, sonra yayılan minik su toplamaları ortaya çıkar. Ama kaşıntı şiddetlendikçe hastaların kaşımasına bağlı olarak bu su toplamaları yani veziküller parçalanır ve kabuklu yaralar haline gelir” şeklinde konuştu.
Doktora danışmadan ilaç kullanmayın
Doç. Dr. Sıla Kılıç Sayar, dermatologlara danışmadan doğrudan kremlerin kullanılmasının özellikle hamileler ve çocuklar için çok tehlikeli sonuçlar doğurabildiği uyarısı yaptı. Sayar, tedaviyle ilgili şunları söyledi:
“Uyuz hastalığı genellikle topikal tedavilerle yani kremlerle tedavi ediliyor. Uzun yıllardır ülkemizde olmayan ve artık ülkemizde de bulunan tablet tedavisi de kullanılabiliyor. Kremleri doğru kullanan, anlatılan uygulama şekline ve önlemlere uyan kişiler genellikle başarılı bir şekilde tedavi olmaktadır. Kremler tipine göre bazen 24 saat, bazense 72 saat aralıksız vücutta bekletilir. Bu sürede arada eller yıkanması gerekirse mutlaka sonrasında krem yeniden sürülmelidir ya da eldiven takılarak günlük faaliyetler yerine getirilmelidir. Kıyafetler ve diğer temas edilen kumaşlar en az 60 derecede yıkanmalıdır. Eğer cilt kuruluğu ve irritasyon gibi durum tetiklenmediyse de gün geçtikçe kaşıntı azalacaktır. Bir ay boyunca hafif kaşıntılar olabileceğini unutmamak gerekir. Bu süreçte cildi nemlendirmek yardımcı olacaktır.”
Ailede herkes tedavi olmazsa yeniden bulaşır
Uyuz hastalığına yakalandıktan 4-6 hafta sonra belirtiler ortaya çıktığı için evde ya da aynı ortamda yaşayan diğer kişilere hastalık bulaşmış olsa bile şikayetleri olmayabileceğini belirten Doç. Dr. Sıla Kılıç Sayar, şu uyarıda bulundu: “Ailede ya da birlikte yaşanan ortamda bir kişi hastalandıysa, şikayeti olan ya da olmayan kişiler mutlaka eş zamanlı olarak tedavi olmalı. Doğru tedavi uygulanırsa uyuz hastalığı kendiliğinden tekrarlamaz. Ancak yeniden bulaş olması durumunda tekrar uyuz gözlemlenir. Bu nedenle de tüm aile bireyleri aynı anda tedavi olmadıysa yeniden bulaş gözlemlenebilir.”
“Uyuz geçse bile kaşıntı devam edebilir”
Atopik deri yapısına sahip ya da halihazırda egzaması olan kişilerin, uyuz hastalığına karşı daha dikkatli olması gerektiğini dile getiren Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sıla Kılıç Sayar, “Uyuz kremleri çoğu zaman cildi kurutan veya tahriş eden kremler olabilir. Bu nedenle özellikle atopik deri yapısına sahip veya egzaması olan kişilerin cilt kuruluğu artabilir ve egzama ortaya çıkabilir. Bu süreçte uyuz geçse bile kaşıntı devam edebilir hatta artabilir. Tedavinin başarısız olup olmadığına mutlaka sizi tedavi eden hekim karar vermelidir. Uyuz geçtiyse diğer şikayetler için tedavi düzenler. Yeni bir hekime başvurulduğunda aslında uyuz değilmişsiniz, egzamanız varmış denilebilir. Oysa uyuzunuz tedavi olmuştur” dedi.