Fırsatçılık aldı başını gidiyor.

Maalesef çürümüşüz kokmuşuz…

Bir ana önce Ahlak okluları kurulmalı.

Bu toplum ne zaman ahlak okulunda mezun olursa o zaman ahlaklı insanların yaşadığı yönettiği ülke oluruz.

Her yanımız dökülüyor.

“Deveye sormuşlar neren eğri diye nerem doğru ki demiş”.

Yukarıdan aşağıya doğru dökülüyoruz.

Yeni nesil büyüklerinde ne görürse onu yapıyor.

Halk olarak ülke genelinde Seçilmişinde esnafına, köylüsünden, şehirlisine kadar eğri gidiyoruz.

Ahlak yok olunca kalite olur mu?

Siyasileri bakıyorsunuz ülkenin sorunlarıyla değil kendi sorunlarını masaya yatırıyorlar.

Halkın sorunlarını masaya yatıran siyasetçi var mı?

Muhalefetiyle, iktidarıyla aynı sen şunu dedin, ben bunu dedim.

Bırakın halkın ne dediğine kulak verin.

Fırsatçılara kim dur diyecek.

Altı Şubat günü asrın depreminin altında kaldık.

Ülkeyi yasa boğdu binlerce canlar betonların altında kaldı.

Ayakta kalanlar yeniden hayata tutunmaya çalışıyor.

Bu insanlar üzerinde dönen ahlaksızlıkları sosyal medyada görmekteyiz.

Binlerce can kaybı, binlerce yıkılan ev, eşyalarını –yakınlarını hülasa her şeyini yitiren insanlar…

Devlet, halk bütünlüğünde azda olsa yaraları sarılıyor.

Ülke genelinde küçüğünden, büyüğüne kadar, fakirinden, zengine bir yardım ağı oluştu.

Çocuklar kumbaralarını açıyor, oyuncağını gönderiyor.

Zenginle konteyner, çadır, gıda ürünleri yolluyor.

Her insan gücü nispetinde elini taşın altına koyuyor.

Benim asıl üzerinde durduğum şey deprem sonrası yaşanan dram. 

Milletin en çok ihtiyacı olan ürünlere aşırı zam gelmesi, fırsatçıların iş başında olduğunu gösteriyor. 

Efendim arz talep meselesi imiş.

Talep artınca malın değeri yükselirmiş.

Bunu söyleyen fırsatçılara gün doğdu.

Bu süreçte depremzedeler için barınma en büyük sorun.

Normal bir konteyner Deprem öncesi otuz, kırk bin TL iken de şu an yetmiş beş yüz bin TL olmuş ve giderek de artıyor

Millet acısı ile uğraşırken fırsatçılar iş başında.

Ne zaman biz bu hale geldik diye düşünmeden de edemiyorum.

Ülkenin birçok köşesinden ipsiz sapsızlar o bölgeye akın akın giderek ölü soyuculuğuna soyundular.

Ne kadar ahlaksızca bir tutum bu!

Ne inancımızla, ne de örfümüzle bağdaşmayan bir durum.

Deprem riski az olan bölgelere kalıcı veya geçici göçler başladı.

Hemen kiralar iki katına çıktı.

Kırşehir’de beş bin lira arsı daireler üç dört bin lira deniyormuş.

Gerisini anlatmama gerek var mı?

Hani bir ekmeğimiz varsa mağdur olan ile bölüşecektik?

Hani düşene yardım edecektik?

Bu nasıl bir ahlak?

Ne zaman piyasa şartları Müslümanların ahlakı oldu.

“Efendim piyasa şartları.

Elbette benim malım değerlenecek.

Yan komşum artırmış …”

Yaşanan felaketi fırsata çevirmek?! 

Ramazan yaklaşıyor.

Ramazan alış verişleri başlıyor.

İzleyin bakalım gıda fiyatlarını. 

Aşırı yükselmeleri göreceksiniz.

Bu toplumu yeniden kaybettiği dersine çalışmalı.

Okullarda diploma değil ahlak dersleri öncelikler arasında olmalı.