Her yıl bir hafta kutlanıyor.
Ahi denince akla Kırşehir geliyor mu?
Biz Kırşehirliler olarak ahiliği bir türlü sahiplenmedik.
Kırşehir Ahiler şehri dedirtemedik.
Ahi şehri göç veriyor.
Ahi şehri yatırmalarda geri kalıyor.
Anadolu’nun Ahisi burada yatıyor.
Ahiliğin merkezide yaşanmayan ahilik kutlanıyor.
Kimlerle devlet erkânıyla.
Devlet erkânı kenarda dursa ahilik var mı, yok mu beli olmayacak.
Kırşehir halkı neden kendi bayramına sahip olmuyor.
Ahiliği tanımayan teşkilatı bilmeyen bir Kırşehir var.
Esnafına, tüccarına, halkına anlatılmamış bir teşkilat var.
Ahilik nedir öğretilmemiş.
Ahi teşkilatının piri her şeyin başı ahlak demiş.
Ahi Evran’dan ders alınacak o kadar güzel sözler var ki anlayana;
Eline, beline, diline sahip ol; kalbini, kapını, alnını açık tut..
Ahi’nin eli, kapısı, sofrası açık olmalı; gözü, beli ve dili kapalı olmalı..
Eşine, işine, aşına özen göster..
Harama bakma, haram yeme, haram içme..
Doğru, sabırlı, dayanıklı ol, yalan söyleme..
Büyüklerinden önce söze başlama, kimseyi kandırma, kanaatkar ol..
Dünya malına tamah etme, yanlış ölçme, eksik tartma..
Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil..
Kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol..
"Ahi kişi kendine istediğini, önce başkalarına isteyendir…"
Ki örneğin "sosyal devlet" olmanın, keza "toplumsal kardeşlik ve birliğin" çekirdek şifreleri bu cümlede gizlidir diye düşünüyorum..
Bu nebevi uyarıdan hareketle ecdadımız, sevgi ve saygıyı, kardeşlik ve merhameti, doğruluk ve dürüstlüğü, yardımlaşma ve dayanışmayı ticarete hâkim kılmak için Ahilik teşkilatını kurmuştur.
Bu teşkilatın temel ilkesi; eline, diline, beline sahip olmaktır.
Eşine, işine ve aşına özen göstermektir.
Harama bakmamak, haram yiyip içmemek ve harama el uzatmamaktır. Yanlış ölçmemek, eksik tartmamaktır.
Müslüman şahsiyetlerin özeliği bu iken.
Bugün adı Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz.
Allah aşkına hangi seçilmiş, atanmış, esnaf bu ilkelere uyuyor.
Bırakın esnafı devletle başlayan ahlak yok oluyor.
Ahlak yoksa kusura bakmayın.
Deve misali “neremiz doğru” ki.
Yukarıdan aşağıya ahilik kutluyoruz.
Bırakın kutlamayı ahilik yaşam biçimi.
Yaşam biçimi olmayan bir ahilik sadece kutlamadan kutlamaya hatırlanıyor.
Hayatın içinde yaşam biçimi olan ahilik her zaman ahlakı önde tutuyor.
Ülke genelinde esnafın ahlakı sermaye olmuş.
Siyasetçi ahlakı kendine yontmuş.
Memuru, amiri devletin malı demiş.
Ahlakı hayatınızda çıkardığınızda, her şey dünyalık olduğunda ahilik yok olur.
Toplumda alışverişte helal haram hassasiyeti her geçen gün azalıyor.
Doğruluk ve dürüstlük gibi erdemler giderek zayıflıyor.
Daha çok kazanma hırsıyla ahlaki değerler ve hukuki ilkeler göz ardı ediliyor.
Aşırı tüketim, lüks ve israf günden güne artıyor.
Bu durumda bize düşen, Ahilik ilkelerini benimsemek, iş ve ticaret hayatımıza bu ilkeleri yeniden hâkim kılmak için çaba göstermektir. Müslüman ticarette sadece dünya kazancını değil, ahiret hesabını da gözetir.
Haksız kazançtan, kul ve kamu hakkını ihlal etmekten uzak durur.
Mümin bilir ki, inancımız ve geleneğimizde kazanç elde etmek için her yol mubah değildir.
Bugün ne inanç var ne ahlak hepsi sermayeden ve güçten yana.
Müslümanım diyeninde laikim diyeninde, demokratım diyeninde ahlakı yok olmuş.
Bu toplum ahiliği yaşamıyor sadece bayramdan bayrama kutluyor.