AHİLİK YAŞAMAKLA OLUR

Ahilik haftası ilimizde başlıyor.

Her sene olduğu gibi bu senede Ahilik rutin bir şekilde kutlanacak.

Ahilik şenlikleri bir hafta boyunca şehrimizin caddelerinde, sokaklarında kutlanacak.

Konuşmacılar gelecek, devletin üst düzeyi ilimizde ağırlanacak.

Esnaf kuruluşların başkanları ve temsilcileri ilimizde olacak.

Devletin seçilmişi, atanmışı şehrimizde misafir edeceğiz.

Bir hafta şehrimizde bir hareketlik yaşanacak.

Geçen yıl kutlamalar cumhurbaşkanı düzeyinde olmuştu.

Recep Tayip Erdoğan ilimize gelmişti.

Bu seneki kutlamalara katılacak gibi gözükmüyor.

Gelecek olsaydı şimdiye kadar çoktan Ak parti il başkanı tarafında duyurulurdu.

Seneye seçim var cumhurbaşkanı beklerdik.

Ahi şehri, yatırım şehri olmasa da kutlamalarda Ahiliği temsil ediyoruz.

Kırşehir’de Ahilikte geriye ne kaldı derseniz Ahi Evran’ın kabrinden başka.

Ne teşkilatı var ne zanaatkâr bunların hepsinin pabucu dama atıldı.

Yılda bir kutlamaların dışında.

Kırşehir’de Ahi felsefesini taşıyan, İslam’ın ahlakını yaşayan esnaf teşkilatı var mı?

Bir ilin tanıtımında o ilin esnafları tüccarları en önde gelir.

Bakınız Ahilik teşkilatı yıllardır anlatılıyor.

Bugün Kırşehir’de Ahi esnafı dediğiniz kaç esnaf göre biliyorsunuz.

On binlerce esnafın içerinde kaç tanesine güveniyorsunuz.

“Yolcunun biri aracı arızalandığından mı, yoksa araç bulamadığından mı bilinmez, gideceği yere otostopla gitmeye çalışır.

Aynı güzergâhta hareket eden bir araç durur, yolcuyu alıp gideceği şehre bırakır.

Yolcu indiğinde aracın sahibine ücretini ödemek ister.

Araç sahibi kendisinin de zaten bu şehre geleceğini söyleyerek ücreti almak istemez.

Yolcu ısrar eder.

Bunun üzerine araç sahibi şöyle der:

“Beyefendi siz zaten bu şehirde birkaç gün kalacaksınız ve bu sürede yemek ve sair ihtiyaçlarınız için harcama yapacaksınız.

Bana vermek istediğiniz ücreti fazlasıyla zaten şehrimde harcayacak ve esnafımızdan alışveriş yapacaksınız.

Dolayısıyla bir şekilde bana da ücreti ödemiş olacaksınız.

İçiniz rahat etsin ve sağlıcakla kalın.”

Şehrini güzel tanıtan o ilin esnafına, ne mutlu bu güzel düşünceyi taşıyan o ildeki tüm yaşayanlara.

Bugüne kadar şehrimizin tanıtımı ve bilinmesinin arttırılması konusunda çok yazıp, çok şey söyledik.

Genelde de yetkilileri muhatap alarak yaptık.

Bunda bir yanlış yok tabi.

Ama şehrin sakinleri olarak, vatandaşlar olarak, özellikle de esnaf olarak bu konuda üzerimize düşen çok şey olduğunu bu kısa hikâye çok net bir şekilde anlatmış olduk.

Bunu aksini gösteren, yani şehri olumsuz tanıtan, insanlarda olumsuz/kötü intiba bırakan esnaflarımızı da uyarmalıyız.

Ahlaksız esnafların pabuçlarını dama atmalıyız.

Bir çürük esnaf birçok esnafında çürük olduğunu gösteriyor buna mâni olmalıyız.

Üzerimize düşen iyi ve olumlu işleri yapalım yeter.

Eskiden olduğu gibi, yabancılara karşı, misafirlere ve yolculara karşı davranışlarımızı ve yaklaşımlarımızı güzelleştirelim yeter.

İlimize gelen misafirlere kapımızın, elimizin, soframızın açık olduğunu gösterelim.

Ahilik öyle kutlamalarla değil.

Hayatın içinde yaşamakla oluyor.