21. YÜZYILDA ÇOCUKLARIN İSTİSMARI!

İnsanoğlu olarak artık zorluklara tahammülümüz kalmadı ve günümüz dünyasında her şeyi bir tık uzakta aramaya öylesine alıştık ki bu bizi birçok noktada tembelliğe itti.

İnsan, aklıyla ve kendisi için iyi ile kötüyü ayırt etme yeteneğiyle diğer canlılardan ayrılan bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda insan, doğada sentez yeteneğine sahip olan belki de tek canlıdır fakat son 100-200 yılda bu özelliğini artık kaybetmeye başlamış ve aklını kullanmaya adeta “ara vermiştir”.

Son birkaç yılda ise bu “ara vermenin” artık had safhaya ulaştığını elimizdeki akıllı telefonlar ve yapay zekanın hayatımıza girişiyle daha rahat görebiliyoruz zira telefon bizim yerimize düşünüyor ve gerekli cevapları bulup önümüze getiriyor. Atalarımızdan kalma çok nadide bir söz vardır “işleyen demir ışıldar”. İnsan şu anda ışıldama çağının belki de zirvesindedir fakat şunu bilmek elzemdir ki bir şeyin zirvesine ulaştığınızda sonraki aşama artık düşüş evresidir.

Yazımızın başında belirttiğimiz üzere insanoğlu artık zorluklarla uğraşmak istemiyor, buna istinaden dünyada ve birçok ülkede telefonla büyüyen bir nesil mevcut. Günün iş yorgunluğuyla evine gelen anne-babalar dinlenebilmek için telefon veya tableti çocukların ellerine tutuşturup kendilerine vakit ayırıyor. Çocuklar ise çeşitli sosyal platformlarda genellikle kendi yaşında olan fenomenleri takip ederek onlara benzemeye çalışıyor ve anne-babalar, çocuklarının olduğundan farklı davranması sebebiyle onlarla çatışma yaşıyor. Buraya kadar aktardığımız senaryo nispeten iyi olan senaryodur. Bir de işin karanlık yüzünü oluşturan senaryo var ki bu da sosyal medya fenomeni olan çocukların yahut fenomen olmayan çocukların çeşitli cinsel istismara maruz kalması yahut ebeveyn tarafından bir para kazanma makinesine dönüştürülmesidir ki bu da bir nevi istismardır.

ABD Senatosunun "sosyal medya platformlarında çocukların cinsel istismarı" konusunda düzenlediği oturuma katılan Meta, X, TikTok, Snap ve Discord yöneticileri, bu platformlarda yeterli tedbirleri almadıkları suçlamaları karşısında zor anlar yaşadı ve ecel teri döktüler. Aynı performansı Türkiye gibi büyük bir ülkeden beklemek hiç de yanlış değil zira bizim de gençlerimiz ve çocuklarımız da aynı korumayı fazlasıyla hak ediyor. Kaldı ki Türkiye, ekran başında zaman geçirme açısından dünyada en üst sıralarda yer alıyor.
Para kazanma hırsının çocuklara kadar sirayet etmesi aile kurumu açısından yıkıcı niteliktedir. Ülkemizin bu konuda gerekli adımları atması için sivil toplum örgütlerinin faaliyette bulunması elzemdir.